14.

3.5K 267 240
                                    

İyi okumalar ❤️

177… 178… 179… 180.

Tam üç dakika saydıktan sonra kaynattığım noodle'ı ocaktan aldım. Biliyorum, biliyorum. Telefondan geri sayım açabilirdim veya piştiğini görünce alabilirdim ama amacım zaten beynimi oyalamaktı. Kendime itiraf etmem gerekirse beynim dünden beri çok doluydu.

Evet, dün. Malum olay dün akşam olmuştu ve şu an evde kendi kendime takılıyordum. Hazırladığım noodle'ı biraz sulu bir şekilde kaseye alıp salona yürüdüm. Tek başıma yemek yemekten haz almıyordum. Sadece karnımı doyurmak içindi.

Öpücük olayından sonra ne mi olmuştu? Birkaç saat öncesine gidiyoruz o zaman. Duha, son sözünü söyleyip odasına gittiğinde şok olmuş bir hâlde, elim dudağımda kalakalmıştım.

Aklım az da olsa başıma geldiğinde, yatağıma uzanıp tavanı inceleyerek düşünmek ile gidip Duha'ya hesap sormak arasında bocalayıp en sonunda odama girmiştim. Çünkü salonda o kadar uzun süre durmuştum ki o kadar zaman geçince 'niye yaptın' demenin bir önemi kalmıyordu. Yatağıma sırt üstü uzanmıştım ve sabaha kadar gözüme uyku girmemişti.

Bir saat kadar uyuyup yine erkenden uyanmış, normalde öğlene kadar uyurum, madem erken kalktım, bir işe yarasın diye düşünüp Duha'ya kahvaltı hazırlamıştım.

Masaya son tabağı taşıdığım sırada belinden düşecek gibi duran gri eşofmanı, beyaz tişörtü ve açık saçlarıyla mutfağa gelen Duha ile mutfağın önünde karşılaştık. Beni baştan aşağı süzdü.

"Günaydın. Erkencisin."

Yamuk gülümsemesine, benzer bir yüz ifadesiyle karşılık vermeye çalıştım. O masaya otururken neredeyse sandalyesini çekmek üzere olduğumu fark edip elimi çaktırmadan arkama aldım.

Önüne aldığı bir dilim ekmekten ufak bir parça alıp ağzına attı. Ayakta dikilmeye devam ettiğimi görünce ayağıyla yanımdaki sandalyeyi geriye kaydırdı. Beynimdeki kaçma arzusunu bastırıp ittiği sandalyeye oturdum. Masadaki tabaklara göz gezdirdi lokmasını çiğnerken.

"Ne kadar çok tabak koymuşsun. Ayaküstü yiyorum ya alışık değilim kalabalık kahvaltıya."

"Şey yaptım."

"Omlet?"

"Evet. İstersen şeyi de koydum."

"Çay koymuşsun."

"Aynen."

Devam etmemi bekliyor gibi bir süre yüzüme baktıktan sonra tabağa omletten aldı. İkimizin bardağına da çay koyup geri oturdum.

"Yesene sen de."

"Yedim ben yiyeceğimi, sağol."

Çatal olan eli havada kalmışken kaşlarını kaldırarak bana baktı.

"Ne?"

Boğazımı temizledim hızla.

"Ben atıştırdım hazırlarken de onu diyorum."

"Anladım."

O kadar normal davranıyordu ki acaba beni rüyamda mı öptü, diye düşünmeye başlamıştım. Ben boş boş bakarken o yemeğini yiyip ayaklanmıştı. Bakışlarım eşliğinde tabağını lavaboya bıraktı. Ellerini ve ağzını yıkayıp bana döndü.

"Çok vaktim kalmadı, masayı toplamaya yardım edemiyorum, teşekkür ederim kahvaltı için."

Kafamın üstünden öpüp içeri geçti. Gözlerimi kırpıştırarak olan biteni anlamaya çalışıyordum.

MİSAFİR - B×BHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin