27.

1.7K 116 67
                                    

Selamlar, ben ve yüz yılda bir bölüm yazdığım kitabım geldik.

Birkaç bölüme final yaparım diye umuyorum. Çünkü gitmiyor. 🤧

Sizi seviyorum 💜💜

Ali gözlerini açtığında sevgilisinin açık kahve gözleriyle karşılaşmıştı. Bir an nerede olduğunu anlayamamıştı. Kaşlarını hafifçe çatıp dirsekleri üzerinde doğruldu. Etrafa göz gezdirip salonda olduklarını anlayınca vücudunu yatağa geri bıraktı.

Dün gece Elif ve Ahmet orada kalmıştı. Centilmence bir davranış sergileyip yataklarını arkadaşlarına ödünç vermişler ve kendileri kanepeye yatmışlardı.

Ali farklı kanepelerde uyuyabileceklerini söylese de Duha itinayla reddetmiş, kolundan tutup yanına yatırmıştı. Elbette sabaha kadar sevgilisiyle uyuma fırsatını tepmeyecekti. Zaten aynı evde yaşayıp farklı odalarda uyumaları da içine dert oluyordu. Bunun çaresini de yatakları kendi odasında birleştirerek bulmayı düşünüyordu. Sığmama ihtimali vardı ama şu anlık o kısmı düşünmüyordu.

Mavi gözlü oğlan, yastığın altındaki telefonu alıp saate baktı. Açık kalan perde kenarından gördüğü yeni aydınlanmaya başlamış gökyüzü sayesinde tahmin ettiği üzere saat henüz sabahın 5'iydi.

Onu izlemeye devam eden sevgilisine dönüp telefonu bu defa yastığın diğer köşesine koydu. Yeni uyandığı için dudakları şişmişti. Gözleri de kısık bakıyordu. Saçları dağınıktı. Duha için seyirlik bir görüntüydü.

"Erken uyanmışsın." dedi boğuk sesiyle.

Duha kafasını yastıkta kaydırıp biraz yaklaştı ona. Elini genç çocuğun beline koydu ve hafifçe okşadı.

"Su içmeye kalktım. Sonra güzelliğine dalmışım, uyumayı unuttum."

Ali gülümseyerek beline sarılıp alnını esmer olanın çenesine yasladı. Aslında onu öpmek istiyordu ama şu an öpüşmek için yeterince temiz hissetmiyordu. Gözleri ona sarılı kolundayken esmerin soğuk nefesleri saçlarını okşuyordu. İçine dolan huzur hissiyle uykusuna kaldığı yerden devam etti. Uyuduğunu fark edince gülüp alnından öptüğü sevgilisinin başını yastığa geri koydu.

"Ya aptal! Sessiz olsana."

"Bakın bu son uyarım he! Yanlış bir pozisyondaysanız düzeltin. Geliyorum. Bismillah!"

Esmer delikanlı bu seslere uyanmıştı. Aynı saniyeler içinde de saçlarını geriye taramış, kamuflaj desenli tişört giymiş olan Ahmet ve arkasında kot şort, beyaz tişörtlü Elif salona giriş yapmıştı. Duha'nın şaşkın bakışlarını görünce ofladı.

"Aferin Ahmet. Uyandırdın çocuğu."

"E bir de uyusaydı paşam. İşe gidecek birazdan zaten."

Ali'nin de aralanan gözlerini görünce mahcupça "günaydın" dedi Elif. Ali de aynı şekilde karşılık verirken elleri üzerinde doğrulup arkalarında kalan açık mutfakta su içen Ahmet'e baktı.

"Ne oldu, niye bağırıyorsun sen?"

Boş bardağı kenara koyduktan sonra onlara doğru yürüyerek cevap verdi sakallarıyla oynarken.

"Dedim şimdi öpüşürken falan basarız bir uyarayım."

Duha kaşlarını kaldırarak Ali'yi kendine çekti ve dişlerini fırçalamamalarını umursamadan dudaklarını şişmiş pembe dudaklara bastırdı.

"Sana ne? Sevgilim değil mi? İstediğim zaman öperim."

Onun aksine ağız kokusu ihtimalini düşünerek utanmıştı Ali. Pembeleşen yanaklarını çaktırmamaya çalışarak Duha'nın üzerinden geçip lavaboya kaçtı.

MİSAFİR - B×BHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin