MİSAFİR - B×B

10.

Önceki bölümün okunması çok düşük. Neredeyse 3 katı kadar bir okunma oranı düşüklüğü olmuş. Severek yazmıştım oysaki :(

İyi okumalar 🌞

"Hassiktir ya uyuyakalmışız."

Ali, yanında yükselen sesle irkilerek uykusundan uyandı ve kısık gözlerle anlamsızca etrafa baktı.

Duha ayağa kalkıp odasına gidecekken üzerlerinden düşmüş battaniyeye takılıp düşme tehlikesi geçirmişti.

"Off, boynum tutulmuş."

Ali yumruk yaptığı eliyle gözünü ovuşturup ne olduğunu anlamak için ayaktaki çocuğa baktı.

"Ne oluyor?"

Ali'nin boğuk sesini duyan Duha ani bir hareketle boynunu çevirince acıyla sağ elini boynuna götürdü.

Ali ayağa kalkıp yanına gidecekken o da az önce Duha'nın yaptığı gibi battaniyeye takılıp düşme tehlikesi geçirdi.

"Uçuyordum." dedi şokla.

Duha eli boynundayken Ali'nin kocaman açtığı gözleri ve ses tonuna acılı bir ifadeyle kıkırdadı.

Şaftı kaymış kıyafetleri ve şişik gözleriyle uykusunu alamamış gibi gözükse de boynu bükük çocuğun imdadına yetişmişti.

"Hani bakayım, ne oldu?"

Dikkatle kendine bakan gencin söylediği şey garibine gitse de elini boynundan indirmişti.

"Dışarıdan görünür mü öyle?"

Şapşal bakışlarını Ali'ye diktiğinde Ali onu bileğinden çekip kanepeye oturttu.

"Oğlum ya işe çok geç kaldım."

Bükük kalmış boynu ve dağınık saçlarıyla tam bir yavru köpek sevimliliğindeydi. Dizlerinin üzerinde yanında yükselen Ali, esmer olanın yanağından hafif bir makas aldı.

"Gidemezsin böyle zaten, izin al."

Karışık masada duran telefonu Duha'nın kucağına bırakıp çocuğun ensesini hafifçe sıkıp bırakarak masaj yapmaya başladı. Acıyla yüzünü buruşturduğunu görünce içi acımıştı. Sıkmayı bırakıp okşadı bu defa.

Duha durumu açıklayan bir kısa mesaj çekti patronuna, pamuk yürekli adam hemen iki gün izin vermiş, hatta hastaneye götürmeyi bile teklif etmişti. Ciddi bir şeyi olmadığını düşündüğünden kibarca reddetmişti Duha.

"Kas gevşetici kremin var mı?"

Bir eli omzundayken telefonla arasına girmiş ve yüzüne eğilmiş olan Ali'nin sorusuna kısa bir 'hayır' yanıtı verdi.

"Sen uzan, ben eczaneden alırım bir koşu."

Dediğini yapmak üzere ayağa kalkıp onu göğsünden ittirip uzanmasını sağladı. Yakınlarda eczane gördüğünü hatırlıyordu. Bu yüzden hemen gidip geleceğini düşünüyordu.

Yüzünü yıkamadığını hatırlayıp önce yüzünü yıkadı, daha sonra üzerini değiştirmek için odasına yürüdü. O kadar hareketliydi ki onu seyrederken başı dönmüştü ev arkadaşının.

İçeriden gelen dolap kapakları ve çekmece açılıp kapanma seslerini dinleyip hareketsiz uzanırken kendini kurbanlık koyun gibi hissediyordu Duha.

Işık hızıyla yarışır bir hızda kapıya giden Ali'nin ardından şaşkın şaşkın baktı. Ölecek miyim doktor bey repliğini kullanmamak için kendini zor tutuyordu.