Bölüm sakız gibi uzadı..
İyi okumalar ❤️"Benim Mehmet amcanızla konuşmam gereken bir mesele var."
Babası bunu söyleyip yaklaşık bir saat önce pastaneye girmiş ve hâlâ çıkmamıştı. Yanında dikilen kız kardeşine döndü ve bugün üçüncü kez sordu.
"Ne konuşacaklarını bilmiyor musun cidden?"
Sarışın kız sesli bir şekilde ofladı. Abisi acayip bunaltmıştı onu. Baş, işaret ve orta parmaklarının uçlarını birleştirip sallayarak tane tane ve sert bir tonda konuştu. Gözlerini de sinirle kocaman açmıştı.
"Abi zaten sabahtan beri diyorum ya bilmiyorum diye. Allah Allah ya! Git kendin sor."
"Tamam da niye bağırıyorsun?"
Ali kaşlarını çattı. Alt tarafı bir soru sormuştu.
"Of ben pastaneye gidiyorum, senin molana daha var herhalde."
"Şey..."
Melek çekingen bir şekilde lafa başlayınca ikisinin de kafası ona döndü. Kardeşlerin arasında yükselen tansiyon Melek'i germişti. O yüzden huzursuzca kıpırdandı ve lafına devam etti.
"...istersen bugün önce sen çık molaya. Benim acelem yok."
Kız saçlarının dibini kaşıdı gerginlikle. Ali de çatık kaşlarını düzeltti. Farkında değildi ama felaket başı ağrımıştı.
"Olur, teşekkür ederim."
Gizem bir şey söylemedi ama pastaneye gitmekten vazgeçmiş, az önceki yerine geri dönmüştü.
Tahmini on beş dakika kadar bir süre geçtikten sonra Ali molaya çıkmak için hazırlanmış ve kendini otomatik kapıdan dışarı atmıştı. Peşinden de kız kardeşi sessiz sedasız geliyordu.
Onların kapıdan çıkmasıyla Duha, Levent Bey geldiğinden beri ne olduğuna anlam vermeye çalışan meraklı gözlerini tekrar Ali'nin üzerine dikti.
Babası ve kardeşinin geldiğini gördüğünde Ali'ye mesaj atmıştı ama Ali bir saniye olsun telefonuna bakmamıştı. Bu da yetmezmiş gibi varlığını unutmuşcasına Duha'dan tarafa da hiç bakmamıştı. Kendini görünmez hissediyordu.
Ali'nin babasıyla kendi patronunun arkadaş olduğunu çok önce öğrenmişti zaten. Arkadaş ziyareti olduğunu düşünmek istiyordu ama Ali onun evinde yaşamaya başladığından beri bir kere bile gelmemişti bu adam. Hatta daha önce de geldiğini hatırlamıyordu. İçten içe olayın kendiyle ilgili olmamasını diliyordu.
Marketten çıkan iki kardeş pastaneye girdiğinde sonunda mavi gözler kendi gözleriyle buluşmuş, Duha'nın kalbinde minik bir sızıya neden olmuştu. Ali, onu ihmal ettiğini şu anda fark etmişti ve gözleri pişmanlıkla dolmuştu.
"Selam Duha abi." diyen ince sesle gözlerini mavilerden çekip yeşillerle buluşturdu. Sarışın kızın sıcak bir gülümseyle kıvrılan dudaklarına benzer bir şekilde karşılık verdi.
"Selam, Gizem. Naber?"
"İyiyim."
Duha, karşısında duran şatafatlı duvar saatinde gözlerini gezdirdi. Molaya iki dakika kalmıştı ama o kadardan zarar gelmez diye düşünüp ikilinin yanına yaklaştı ve masalara yönlendirdi. Ali'nin tanıdık parfümüyle Gizem'in parfümü birleşip burnunu sızlatanca burnunun ucunu kaşıdı.
Üçü de sandalyelere yerleştiğinde gözlerini Ali'nin yüzünde gezdirip en sonunda gözlerinin kendi gözlerine değmesini sağladı. Boğazını temizledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MİSAFİR - B×B
Подростковая литератураDuha, yalnız yaşayan ve küçük bir pastanede kasiyerlik yapan bir gençti. Bir gün işten boş eve geldiğinde çok içten bir dua etti ve Yaratıcı bu isteğini geri çevirmedi. Evet, Duha sessiz evinde birinin ayak sesini işitmek istiyordu ama bir konuda he...