Sen tembel değilsin, diğer yazarlar çok hızlı yazıyor.
Ali pek de tatlı bir gece geçirmemişti. Saatlerce dalgın bir şekilde yanında uyuyan esmer oğlanın saçlarını okşamış, o kadar uzun bir süre izlemişti ki uykusunda nasıl göründüğü beynine kazınmıştı. Saat epey geç iken kendini zorlayıp uykuya dalabilmişti.
Uyandığında başka alemlere gideli ancak 3 - 4 saat olmuştu, Duha üşümüş olmalı ki vücudunu aşağı kaydırıp başını Ali'nin boynunun altına sokmuş, gevşek bir şekilde beline sarılmıştı.
Vücudu tutulduğundan hafifçe kımıldamaya çalıştı bacaklarının da başka bacaklar tarafından esaret altında olduğunu fark etti. Boynuna vuran düzenli nefeslerden onun derin bir uykuda olduğunu tahmin ediyordu, bu yüzden uyandırmamaya özen göstererek yastığının altına koyduğu telefondan saati kontrol etti. İçeriden gelen tıkırtılardan birazdan uyandırılmaya geleceklerini düşünüyordu.
Kol ve bacakların arasından sıyrılıp odada bulunan tek kişilik tuvalete girdi, tuvalet ihtiyacını giderip ellerini ve yüzünü yıkadı. Küçük aynada yüzünü incelerken gözlerinin biraz kızarık olduğunu fark etmişti ama ona yapabilecek bir şeyi yoktu. Yanında diş fırçası getirmediği için kendine kızıp ağzını suyla çalkaladı. Çiviye asılı temiz havluya kurulanıp dışarı çıktı.
Salona girdiğinde Güllü Hanım'ın dışarıya çıkmak üzere olduğunu gördü. Üzerinde biraz kirlenmiş bir penyeyle şalvar vardı. Onu görünce gülümsedi. Duha genel olarak babasına benziyordu ama gülüşü kesinlikle annesine benziyordu.
"Hayırlı sabahlar canım, erkencisin."
"Hayırlı sabahlar. Evet, öyle oldu bugün. Siz nereye gidiyorsunuz?"
"İneklere bakmaya gidiyorum, sen de gel benimle istersen."
"Olur, severim hayvanları."
"Üstün, başın kokar ama diyeyim sana."
Eli kapı kolundayken yere bıraktığı kovayı alıp ona döndü.
"Kıyafetim var, değiştiririm."
"E hadi bakalım, gidelim o zaman."
Arkasından kapıyı kapatıp peşine takıldı. Biraz ilerideki tek katlı yapının önüne geldiklerinde kapalı kapıyı açtı. İki inek onları görünce yattıkları yerden ayağa kalkmıştı. Kapı açıldığında burnuna buram buram tezek kokusu gelmişti. Burnunu kapatmamak için kendini zor tutuyordu.
Güllü Hanım her günkü gibi önce kapıyı sonuna kadar açıp kapının önüne büyükçe bir taş koymuştu. Daha sonra hayvanlarını bir güzel sevmiş, onlarla tatlı tatlı konuşmuştu. Ali, bu görüntü karşısında gülümsemeden edememişti. Kadın çalışırken, o az önce kapının önüne koyulan büyük taşın üzerine oturmuş kadını izliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MİSAFİR - B×B
Подростковая литератураDuha, yalnız yaşayan ve küçük bir pastanede kasiyerlik yapan bir gençti. Bir gün işten boş eve geldiğinde çok içten bir dua etti ve Yaratıcı bu isteğini geri çevirmedi. Evet, Duha sessiz evinde birinin ayak sesini işitmek istiyordu ama bir konuda he...