9.

4.3K 291 247
                                    

SELAAMMLAARR 🌞

BU SEFER DAHA ERKEN GELDİM VE BU BÖLÜM SINAVLARI BİTEN BERFOM İÇİNN 💜🧡💜🧡

Bir de bu bölüme kadar gelmişseniz hikayeyi sevmişsiniz demektir. Lütfen önceki bölümlere oy verin 😽

İYİ OKUMALAR

Ali'den

Restoran sahile yakın olduğundan kendimi deniz kenarına atabilmiştim. Banka oturup önümdeki bir kara örtü gibi gözüken denizi izledim. Dalgalıydı, çok dalgalı. Benim içim gibi. Sanki tüm organlarım titriyordu. Kendime sinirliydim, aileme de, Nihan'ın ailesine de...

Bir yandan da kendimi tebrik etmek istiyordum. Nasıl bir bataklıktan çıktığımı bu akşam daha iyi anlamıştım. Bu bataklıktan çıkıp daha derin bir bataklıkta boğulup boğulmayacağımıysa henüz bilmiyordum.

Çırpınıyordum ama sonu gelmiyordu. Bir şeyler için ne kadar çabalarsam çabalayayım hep aynı noktada duruyordum. Bir taraftan da şunu düşünüyordum; Sen çabaladım sanıyorsun ama ne yaptın ki? Evlenmekten vazgeçtikten sonra ne yaptın? Düşünüyorum.... Hiçbir şey. Bir işim yoktu, kalabileceğim bir evim, bir ilişkim, birikimim yoktu. Ailemle aram kötüydü. Arkadaşım sandığım hiç kimse beni arayıp sormamıştı. Duha'yı hayatıma neredeyse zorla almıştım.

Sahilin boşluğunu fırsat bilip bağırarak ofladım. İçimdekileri nasıl dışarıya atacağımı bilmiyordum. Şişip şişip beni boğacaktı sanki. Ağlamak bile istemiyordum.

Cebimdeki sigara paketini çıkardım. İçinden çektiğim ince dalı dudaklarımın arasına yerleştirdim. Hava rüzgarlı olduğundan çakmak yanmıyordu, elimi siper edip zor da olsa yakmayı başardım. Çakmağı pakete sıkıştırıp eski yerine koydum.

Üşüyordum, bu havada gömlek giymek doğru bir fikir değildi. Zaten ne zaman güzel kıyafetler giysem düşünceli bir hâlde bir köşede kalakalıyordum. Yakalı çok olmasa da sigaram bitmek üzereydi. Resmen rüzgar da benimle beraber içiyordu.

Dalımın sonlarındayken rüzgar daha da keskinleşmiş, burnum akmaya başlamıştı. Yüzümü hissetmiyordum. Şu an tek hissettiğim canlı müzikli bir kafeden gelen kulak aşinalığımın olduğu slow müzik eşliğinde çıkmazda olduğumdu.

İzmariti iki bank ötemde duran turuncu çöplüğe atıp geri döndüm. Saati kontrol etmek için telefonu çıkardığımda Duha'nın aradığını görmüştüm ama yetişememiştim. Hemen geri aradım. O da ilk çalışta açmıştı. Karşıdan tereddütlü bir 'alo' sesi geldi.

"Efendim." dedim içime kaçmış sesimle.

"Nerdesin Ali?"

O sırada dalgalar kıyıya sertçe vurdu. Sanki benden önce cevabı onlar vermek istemişti.

"Sahilde misin?" diye devam etti Duha.

Ceketin yarıya kadar kapattığım fermuarını iyice çektim.

"Evet."

Karşıda biraz sessizlik oldu. Sonra arkadaki seslerin daha az geldiği bir anda sesini duydum.

"Ben de geleyim mi?"

İçimden sen git eve demek gelse de onun hiçbir suçu olmadığını bildiğim için reddetmek istemedim. Kabullenmiş bir şekilde gözlerimi kapattım.

"Gel."

Nerede olduğumu sormadı. Veda kelimesi de söylemedi. Sadece telefonu kapattı. Restoranın hemen aşağısına gelmiştim. Beni kolaylıkla bulabileceğini biliyordum.

MİSAFİR - B×BHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin