11

2.1K 200 108
                                    

Mingi korku ve endişe ile arkasına döndü. Jongho gerçekten seksi duruyordu. Beyaz teninden akan damlalar beline bağladığı havluya akıyordu. Saçları geriye doğru yatmıştı ve yüzünü kurguladığı için havludan dolayı burnu ve yanakları pembe olmuştu. (neden bu kadar uzattım bu cümleyi inanın ben de bilmiyorum)

Jongho sadece havlu ile olduğunu hatırladığında banyoya geri girdi.

"Hyung... Bir kaç dakikalığına dışarı çıkar mısın?"

Mingi cevap vermeden dışarı çıktı.
Jongho kapının sesini duyduğunda banyodan çıkıp odaya girdi. Ne yani? Mingi ablasının sevgilisinin kardeşi miydi?

Peki neden daha önce bunu Jongho'ya söylememişti?

Jongho düşünmeyi bırakıp kurulandı ve üstüne güzel kıyafetler geçirdi.

Siyah bir tişört ve siyah dar bir pantolon giymişti. Islak saçlarını havlu ile yarım yamalak kurulayıp dudaklarına çilek aromalı nemlendiricisini sürdü.

"Hyung! Gelebilirsin."

Mingi'ye seslenirken masasına oturdu.

Mingi içeri girdi.

"Yatağa oturabilirsin."

Mingi de oturduğunda sadece odada bir sessizlik vardı. Tabii Jongho yanlışlıkla hareketli şarkılardan birini açıp ikisinide yerinden sıçratana kadar sürdü bu sessizlik.

"Korktuysan özür dilerim... Hahaha."

Jongho gülmeye başladığında Mingi de güldü. Mingi Jongho'nun çok güzel bir gülüşü olduğunu düşündü.

İşte o zaman fark etti Jongho'ya aşık olduğunu.

"Haha neyse... Neden bana söylemedin hyung?"

Mingi aniden gelen soru ile afalladı.

"Şey... Sadece yani... İstemeyeceğini düşünmüştüm."

"Ah hyung anladım. Aslında isterdim... Aramızın düzelmesi için iyi bir fırsat değil mi?"

Mingi yavaşça kafa salladı. O sırada telefonu çalmaya başladı.

Yunho görüntülü bir şekilde Mingi'yi arıyordu.

"Ah bu Yunho."

Aramayı kabul etti ve telefonu yüzüne doğru tuttu.

"Kanka şu an Jongholarda mısın? Kaç kere mesaj attım niye cevap vermiyorsun?"

"Yunho müsait değildim. Evet Jongholardayız. Yanımda hatta."

Mingi eli ile Jonghoya gel işareti yaptı. Jongho yatağa oturup Mingi'ye yaklaştı.

"Ah merhaba Jongho-yah. Ne yapıyorsunuz bakalım?"

"İy-"

"İyi anlaşabiliyor musunuz? Mingi bunu sana söylemememi söyledi bana. Yani Byulyi'i kardeş-"

"Tamam Yunho kapatmam lazım bizi çağırıyorlar yemek yiyeceğiz hadi bay bay."

Mingi acele ile aramayı sonlandırdı ve telefonu kapattı.

"Niye kapattın ya? Konuşuyorduk."

Mingi bir an ne diyeceğini bilemedi

"Iııı şey..."

"Mingi! Jongho! Hadi yemeğe gelin!"

Yine bir şekilde yırtmıştı kırmızı saçlı olan.

"Ah bak! Ablan çağırıyor hadi gidelim."

Jongho Mingi'deki bu garipliği sezmişti ama pek takmadı. Önemli bir şeye benzemiyordu.

Aşağı inip yemek masasına oturduklarında Mingi'nin telefonu titredi. Cebinden telefonu çıkarıp Yunho'dan gelen mesajı açtı.

Jongho merak ile Mingi'nin telefonuna baktı. Tamam bu yanlıştı ama merak etmişti sadece. Yan yana oturdukları için görmesi pek de zor olmamıştı.

Teddyhoe:
Knk

Redmingi:
Efendim knk
Ne oldu yine

Teddyhoe:
;))

Korunun tamam mı?

Jongho gördüğü mesaj ile pespembe olmuştu. Mingi'nin bir anda Jongho'ya bakması ve göz göze gelmeleri üzerine ikisi de domatese dönmüşlerdi. Mingi hızlı bir mesaj yazıp telefonu kapattı.

Redmingi:
Seni ojudka çok kötü yaoacağim yunhoe

Mingi telefonu kapatıp cebine koydu.
Jongho'nun bunu görmesi çok kötü olmuştu gerçekten. Hepsi Yunho ve fazla rahatlığından dolayı olmuştu. Nasıl Jongho'nun yüzüne bakacaktı şimdi?


****
Bir sonraki bölüm artık bu düzyazı olayını bitiririm

Eğer bir sıkıntı çıkmazsa sadece bir bölüm daha düz yazı olacak

group of hoes | ateezHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin