Yorum sayısı düşmeye başladı...
Birazcık yorum yapar mısınız canlarım?...
Hongjoong saatin 22.00'ye yaklaştığını gördüğünde ceketini sırtına geçirdi ve kapıya doğru yol aldı.
Pek de iyi şeyler olmayacağını biliyordu.
Konağının arka sokağına doğru yol aldı. Hava baharda daha yeni yeni ısındığı için hala akşamları soğuk oluyordu.
Oraya vardığında karşısında bir araba gördü. Farları açık olduğundan dolayı arabanın içindeki kişiyi göremiyordu.
Hwanwoong olduğunu düşünüp hızlıca arabaya yürüdü.
"Hey! Sana sevgilimin peşini bıra-"
Hongjoong arabanın içindekini gördüğünde şaşırmıştı. Böylece sözü kesilmişti.
"Seonghwa! Burada ne işin var senin?"
Seonghwa arabanın farlarını kapattı ve arabadan indi.
"Hongjoong, burada olmamı istemediğini biliyorum ama kavga etmenize izin veremem."
Hongjoong kesinlikle her şeyi yanlış anlamıştı.
"Neden? Ona zarar gelmesin diye mi? Sırf onun için mi?"
"Hongjoong sen çok yanlış anladı-Ah!"
Hongjoong bir an sinirine hakim olamayıp Seonghwa'yı ittirerek yere düşmesini sağlamıştı. Seonghwa acıyla inlerken Hongjoong sonunda ne yaptığını anlamıştı.
"Seonghwa! Ö-Özür dilerim bebeğim."
Hemen onun yanına çöküp kalkmasına yardım etti. O sırada Hwanwoong gelmişti ve onları alaylı bir şekilde izlemişti.
"Ah Seonghwa'cığım. Bu turuncu kafanın sana nasıl da zarar verdiğini görmüyor musun?"
İki çocuk da gelen sese doğru kafalarını çevirdiler. Hongjoong sinir ile dişlerini sıktı.
"Bak sen fazla oluyorsun ha!"
Hongjoong gözü dönmüş bir şekilde Hwanwoong'a koştu. Yüzüne bir yumruk indirdiğinde Hwanwoong beklemediği hareket ile yere düştü.
"Hongjoong dur!"
Seonghwa, Hongjoong yerdeki çocuğu bir güzel döverken onların yanına gitti. Hongjoong'u durdurmaya çalıştı ama başaramadı.
Hwanwoong gücünü toplayıp Hongjoong'a bir yumruk geçirdi ve bu sefer onun üzerine o geçti. Seonghwa elinden geldiğince iki çocuğu durdurmaya çalışıyordu ama Hwanwoong gerçekten de çok kötü bir şekilde Hongjoong'u dövüyordu.
"YETER!"
Seonghwa dayanamayıp bir anda bağırdı ve iki adamı da itti. İkiside yere düştüğünde yakalarından tutup onları ayağa kaldırdı.
İkisininde ağzı yüzü dağılmıştı ve pansumana ihtiyaçları vardı.
"Gerçekten bunun için dövüşüyor musunuz? Ne kadar aptalca bir iş yaptığınızın farkında mısınız!"
Hwanwoong ve Hongjoong utançla kafalarını eğdiler.
"Hwanwoong! Neden sevgilisi olan birisine böyle şeyler yaparsın ki? Bende de sorun var, niye kabul ettiysem. Sadece yine iyi düşünüp kırmak istemedim ana sen benim bu iyi niyetimi kötü şeylere kullandın!"
Sözlerini söyledikten sonra Hwanwoong'un yüzüne sert bir şaplak indirdi. Hwanwoong şok ve acı ile kafasını çevirdi.
Hongjoong ve Hwanwoong buna çok şaşırmıştı. Çünkü asla bu kadar sinirli bir Seonghwa görmemişlerdi.
"Ve sen Hongjoong! En ufak bir şeyde bile kavga çıkartmaya meyillisin. Hwanwoong omzuma dokunsa kıyameti koparacaksın herhalde! Al işte şimdi mutlu musun? İkinizin de yüzü gözü dağıldı."
Son lafından sonra Hwanwoong'a yaptığını Hongjoong'a da yaptı ve sert bir şekilde yüzüne vurdu.
Hongjoong da kafasını vuruşun etkisiyle yana çevirdi.
Seonghwa daha fazla soğukta beklemek istemedi.
"İkiniz de benim evime geliyorsunuz bu işi bugün çözmeden evinize gidemezsiniz!"
Seonghwa ikisini de yeniden sürükleyip arabanin arka koltuğuna attı. Kendisi de şoför koltuğuna oturup arabayı sürmeye başladı.
...
"Evet bebeğim. Zor ayırdım birbirlerini gerçekten. Neyse ben gideyim de şu malakların pansumanını yapayım sen de yat dinlen tamam mı Jongho?"
"Tamam hyung. İyi geceler hyung."
Seonghwa telefonu kapatıp elindeki bezlerle salona gitti.
İkiside mahcup bir şekilde oturuyorlardı. Seonghwa gidip ortalarına oturdu. Elindekileri masaya koydu ve bezi aldı.
İlk Hongjoong'a dönüp yüzündeki kanları silmeye başladı. Hepsini sildiğinde pamuğa batikon döktü ve yaraların üstüne bastırdı. Hongjoong acıyla inlerken yüzünü buruşturdu.
"Yüzünü hareket ettirme Hong."
Seonghwa Hongjoong'un pansumanını bitirip aynı işlemi Hwanwoong'a da yaptı.
Her şey bittiğinde eşyaları toplayıp kaldırdı.
En son gelip ikisinin karşısındaki koltuğa oturdu. Bir süre kimse konuşmadı.
"Aç mısınız? Yemek yapayım mı size?"
Seonghwa merakla sordu. Hwanwoong ve Hongjoong birbirlerine baktılar. İkisi de aç sayılırdı. Bu yüzden kafa salladılar.
"Tamam o zaman. Benim ile mutfağa gelin cezanız olsun bana yardım edeceksiniz."
Seobghwa kalkıp mutfağa gitti. Diğerleri de peşinden...
***
Uzun oldu bence aw
hasin seonghwa severizzzz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
group of hoes | ateez
Fanfiction💥CRINGE ALERT💥 Her şey Hongjoong'un birbirinden değişik 7 insanı bir gruba almasıyla başladı...