53

1K 109 20
                                    


"Hey hadi o koca popolarınızı kaldırın ve bana yardım edin."

Yeji evin ortasına geçip bağırarak ellerini çırptı.

"Mingi özellikle de sen. Misafirlerimize hizmet ettirmeyeceksin um-"

Yer yatağında uyuyan ikiliye gözleri kaydığında sözünü devam ettirmedi Yeji.

Mingi uyuyordu ve kollarını başının arkasında birleştirmişti. Jongho ise hala uyurken onun göğsüne sokuluyordu. Ve biliyor musunuz bu fazla tatlıydı.

"Aman Tanrı'm! Çok sevimli~"

"Ben size yardım edebilirim. Eğer bu deve kalkmıyorsa."

Seonghwa konuşarak salona girdi.

"Ah hayır zahmet etme."

"Zahmet olmaz Yeji-ah. Zaten böyle şeyler yapmayı severim. O zaman ben herkesi uyandırıp yatakları toplayayım siz de kahvaltıyı hazırlayın."

Yeji heyecan ile konuşan oğlana güzel bir gülümseme ve kafa sallama verdi.

Seonghwa onayı alınca üst kata gitti ve Hongjoong ile kendi kaldığı odaya girdi.

"Tatlım~ Hongjoong hadi uyan."

Yatağa doğru ilerlerken güzel ve rahatlatıcı bir tını ile mırıldandı.

Buna karşılık Hongjoong gülümseyerek gözlerini açtı ve ovdu. Seonghwa yanına geldiğinde onu kolundan çekerek yanına yatırdı.

Yatakta biraz alta kayarak sevgilisinin düz göbeğini açtı.

"Bebeğim gerçekten bu sefer onlara söylemek istemediğine emin misin? Zaten karnın büyümeye başladığında anlayacaklar."

Sevgilisinin beyaz karnına öpücükler kondururken konuştu Hongjoong.

"Sadece eğer bir şey olursa bu sefer üzülmelerini istemiyorum tatlım. Zamanı gelince söyleriz. Neyse hadi sen yatağı topla ben de diğerlerini uyandırmaya devam edeyim."

Seonghwa yataktan kalktı ve sevdiceğinin alnına bir öpücük bıraktıktan sonra odadan çıkıp diğer odaya ilerledi. Bu odada ise YunSang çifti vardı.

Birbirlerine sarılmış huzurlu bir şekilde uyuyorlardı.

Seonghwa bu anı bozmak istemese bile yine de yaptı.

"Hadi çocuklar uyanın. Kahvaltı yapacağız. Uyanın bakalım çifte kumrular."

...

"Bugün ne yapmak istersiniz uzaylılar?"

Ryujin sorusunu yöneltti masada oturan oğlanlara. O sırada da Yeji diğerlerinin konuşmasına izin vermeyerek söze atladı.

"Şey rahmetli babaannemin bana bıraktığı bir bahçesi var. İçinde erik, portakal, elma ve hatta çilek bile var. Bugün oraya gidip biraz zaman geçirmeye ne dersiniz?"

Her bir ağızdan 'olur' nidaları geldiğinde Yeji güzelce gülümsedi.

"Hadi hazırlanın o zaman biz de buraları toplayalım."

Yeosang odaya girdiğinde üstünü giyinen sevgilisi onu karşıladı. Yunho'nun üstsüz olduğunu da unutmayalım.

"Bak bebeğim sonunda kaslarım çıkmaya başladı. Etkilendin değil mi?"

Yeosang temkinli bir şekilde kafasını iki yana salladı.

Tamam o beyaz tendeki kaslar Yeosang'ı etkilemişti. İnkar edemezdi ama belli etmiyordu işte. O da böyleydi.

"Kafa sallamana rağmen bunu evet olarak sayacağım."

Yunho yine de güneş gibi parladı gülümserken. Arada Yeosang gerçekten de Yunho'nun nasıl kötü durumda bile parlayabildiğini sorguluyordu. Ona imreniyordu diyebilirim hatta...






****
ilaçlar ile bütünleştim iyi mi?

group of hoes | ateezHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin