10

2.2K 208 75
                                        


"JONGHOOO!"

Hyejin Jongho'nun kapısını çalmadan içeriye daldığında Jongho'nun kaydı çöp olmuştu.

"Yah noona! Kayıt yaparken içeri girmeyin demiyor muyum ben size ya!?!"

"Şu an bunun sırası mı Jongho? Evi toplayacağız. Hadi yatağını düzelt, bu çoraplar niye yerde? Masanı düzenle. Niye bu kadar dağınıksın sen çocuk!"

Hyejin odayı toplarken bir yandan da söyleniyordu.

"Sanki benim odama girecekler."

Jongho gözlerini devirdi ve az önce çöp olan kayıdı sildi. Bir sürü kere baştan başlamıştı ve sona yaklaşmışken odaya hunharca ablası girmişti.

"Tabii ki girecekler Jongho! Erkek kardeşi ile senin odanda durakcaksınız zaten kalabalık olacağız."

"Tamam noona ben toplarım dışarı çıkar mısın lütfen? Bu kaydı bitirmek istiyorum."

"Off tamam be çıkıyorum! Üstüne doğru düzgün bir şeyler giy, misafirlerin önüne gri donla çıkmanı istemiyorum."

Kapıyı kapattığında Jongho rahat bir nefes verdi.

Hemencecik odasını toplamaya başladı ki kayıdı yapmak için zamanı olsun.

Sonunda her yeri topladığında kaydına tekrardan başladı.

En azından bu sefer bitirene kadar kimse odaya girmemişti. Bir kaç düzenleme yaptığında şarkı çok güzel olacaktı. Masasına oturdu ve bilgisayarı açtı. Kulaklıklarına da taktığına göre hazırdı.

...

Editlerini de bitirmişti sonunda Jongho.

Bugün işine gitmemişti. Misafir gelecek diye izin almıştı. Sonunda her şeyi bitirdiğinde yatağına uzandı. Aslında yorgun ve susamıştı. Ayrıca duş da alması gerekiyordu. Çünkü eğer patronu isterse gece işe gidebilirdi. Bunun olmaması için dua etti Jongho.

Hızlı bir duşa girmek için ayağa kalktı ve odasındaki banyoya gitti. Odası küçüktü ama banyo vardı, bu yandan şanslıydı işte.

O sırada Mingi

Birazdan Jongholara gideceği için gerçekten de heyecanlanmaya başlamıştı Mingi.

"Acaba beni görünce ki tepkisi ne olacak?"

Kendi kendine mırıldandı. Ne yapacağını gerçektende bilmiyordu ve elleri titremeye başlamıştı. Derin bir nefes aldı ve sonradan aldığı nefesi geri verdi.

"Mingi! Ablacığım hadi gidiyoruz."

Byulyi kardeşine seslendiğinde kırmızı saçlının heyecanı dahada artmıştı.

"Geliyorum!"

Son kez aynada üstünü başını düzeltip odasından çıktı.

...

Geldiklerinde Byulyi kapıyı çaldı. Kapıyı Hyejin ve annesi açmıştı. Hyejin hemen kız arkadaşına sarılıp ceketlerini aldı. Hyejin Mingi'yi gördüğünde şaşırmıştı.

"Bu mu bizim kereta? Yakışıklıymış, boy pos da var. Oldu bu iş!"

Byulyi ile ikisi sinsice gülerken Mingi korku ve merak ile içeri girdi.

Jongho neredeydi ki?

Salona geçip oturduklarında Byulyi kardeşinin gözlerindeki merakı fark etmişti.

"Bebeğim kardeşin nerede? Mingi meraklı gözüküyor."

Mingi ablasının bu lafına karşılık kaş göz işaretleri yaptı ama Byulyi sadece ona yandan yandan sırıtarak bakıyordu.

"Sanırım en son odasındaydı. Gel seni onun odasına götüreyim."

Mingi şu an düştüğü duruma lanetler ediyordu.

Yapacak bir şeyi olmadığı için Hyejin'i takip etmeye başladı.

"Burası onun odası sen gir içeri ben de gidip masayı hazırlayayım. Yemekler hazır olduğunda size haber veririm. İyi anlaşın."

Güzel bir gülümseme sunup aşağı kata inmeye başladı Hyejin.

Mingi kapıyı tıklatmaya karar verdi.
Ama bir kaç kere tıklamasına rağmen cevap alamamıştı. Odanın kapısını açtığında odada kimsenin olmadığını ama odadaki banyodan su sesleri geldiğini fark etti. "Büyük ihtimalle Jongho duş alıyordur." diye düşündü.

Masadaki mikrofonu, bilgisayarı ve piyanoyu inceledi. Masasının duvarına da hedeflerim yazan bir kağıt yapıştırılmıştı.

"H-Hyung?"

Kapı sesi eşliğinde yumuşak bir ses duyuldu.



****
Lan yeter bu kadar şurayı yazıp bitieceğim dedikçe uzatıyorum bölümü neyse güzel bir yerde kestiğimi umuyorumJFJXKFHZJFBKFKS

group of hoes | ateezHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin