39

1.1K 119 21
                                    


"Ah merhaba bebeğim. Hyejin noona nerede? Ablam yolunu gözlüyor onun. Ne kadar burada kalmayı planlıyorsunuz?"

Mingi Jongho ve annesi içeri girer girmez sorular sormaya başladı.

"Hyung daha yeni geldik bir dur."

Jongho dalga ile karışık bir şekilde konuştu. Mingi anlayışla kafa salladı ve Jonghoların elindekileri aldı.

Moonbyul seslerin gelmesi ile aşağı kata indi. Gözleri sevgilisini aradı ama bulamadı. Tabii bulamayınca da yüzü düştü.

"Ah hoş geldiniz. Gelin içeri geçelim."

Moonbyul konuştu. Hepberaber salona geçip oturdular.

"Ee akşam yemeğine ne istersiniz? Annem babamızın yanına gittiği için şu anlık biz yapıyoruz yemekleri."

Jongho yanında oturan Mingi'ye baktı. Mingi ne demek istediğini anlamıştı sevdiceğinin.

"Abla ve anneciğim siz beraber karar verin biz de Jongho ile benim odama çıkalım."

Mingi yüzündeki sırıtış ile konuştuğunda Jongho onun kendisini yanlış anladığını çakmıştı. Böylece annesi ve ablası da yanlış anlamıştı.

Jongho utançla kafasını eğdi ve Mingi ile odasına kadar öyle yürüdü.

Odaya girdiklerinde Jongho Mingi'nin kafasına çok sert (!) olmamakla beraber vurdu.

"Ah! Neden vuruyorsun ya?"

"Ya hiç öyle söylenir mi? Hem onlara ayıp oldu hem de yanlış anladılar!"

Mingi kafasını ovarken kendini büyük yatağa attı. Acıyla kıvranmaya başladı.

"Yaa tamam kızmıyorum. Çok mu acıdı? Özür dilerim."

Jongho pişmanlıkla başını yana yatırarak konuştu.

Aslında Mingi'nin canı o kadar da yanmamıştı ama birazcık ilgi istediği için yapıyordu bunları.

Jongho yüzünü astı ve yatağa ilerledi.

"Hyung... Özür dilerim. Gerçekten çok mu acıttım?"

Mingi yanına uzanan beden ile aklına bir fikir geldi.

Jongho bir anda üstüne Mingi'nin çıkması ile şok oldu. İkisi de bakışıyorlardı. Mingi gülümseyip altındaki küçük bedeni gıdıklamaya başladı.

"H-Hyung! Yapma. D-Dur-Ah!"

Jongho kıvranırken konuştu. Yüksek sesli kahkahaları odayı doldururken bir yandan Mingi'yi durdurmaya çalışıyordu.

Bu güzel anlarını Mingi'nin cebinde çalan telefonu bozdu. Mingi istemeyerek telefonunu çıkardı ve arayana baktı.

"Yeosang hyung arıyor."

Aramayı kabul etti ve konuşmaya başladı.

"Hyung ne oldu? ... Ne! Nasıl? ... Hangi hastane? ... Tamam hyung geliyoruz."

Mingi telefonu kapattı ve Jongho'nun endişeli bakışlarını gidermek amaçlı konuştu.

"Yeosang hyung Bin Hee'yi yaralamış ve durumu çok kötüymüş."

"Ne?"




***
ah sanırım yazamamaya başladım

group of hoes | ateezHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin