group of hoes | ateez

56

"Yeonjun nerede ! Yeonjun? Hey! Aman Allah'ım ne yapacağız?"

Seonghwa çatı katında göremediği beden ile birden paniklemeye başladı.

Yeonjun evinin yolunu bilmediğini söylemişti ve hamileydi. Ya bir şey olsa? Ne yapacaktı tek başına.

"Hyung ne oluyor? Ne oldu da bağırıyorsun?"

Odaya giren Yunho endişe ile hızlıca konuştu.

"Yeonjun yok Yunho. Gitmiş."

Yunho ilk yeni uyandığı için olanları idrak edememişti. Ama sonradan hyungının ciddiyetini anladığında kafasına dank etti.

"Nasıl? Hyung belki de sarhoşluğundan hatırlayamamıştır. Hemen kötü düşünmeyelim bence."

"Yunho ya bilmiyorsa yolu? Hamile o! Kazara bir şey olursa ne olacak?"

Yunho sessiz kalmayı tercih etti. Kafasını yere eğip düşünmeye başladı. Aklına bir fikir gelmişti ama ne kadar işe yarar bilemezdi.

"Hyung Soobin denen herifin telefon numarası var mı?"

Seonghwa şaşırarak baktı Yunho'ya. Mırıldanarak cebinden telefonunu çıkarıp rehbere tıkladı.

"Var da ne işe yarayabilir ki?"

"Ondan Yeonjun'un telefon numarasını isteyeceğiz. Sonra ise bir uygulama biliyorum ondan buluruz belki."

Seonghwa kafasını 'hadi bakalım' dermiş gibi yaptı.

Nasıl yapılıyorsa artık. Neyse Soobin'i arayıp açılmasını bekledi.

"Soobin merhaba. Bana Yeonjun'un telefon numarasını verir misin?"

"Ah Seonghwa. Neden ki?"

"Şey ya konuşmak istedim sadece birazcık. Böyle hamilelik ile ilgili bilgiler veririm diye."

"Ee tamam Seonghwa. *** *** ****"

"Teşekkürler görüşürüz. Aldım Yunho."

Yunho zafer ike gülümseyip telefonundaki uygulamayı açtı. Seonghwa ise onun neden bu uygulamayı kullandığını soruguluyordu.

"Neden bu uygulama sormayacağım sadece bul onu."

Yunho kafasını daha çok telefona soktu bu cümle ile.

"Buldum hyung! Üç sokak ilerideki kafedeymiş."

...

"Yeonjun! Hey burada ne yapıyorsun? Neden ayrıldın birden evden? Ya bir şey olsaydı. Sen beni çıldırtmak mı istiyorsun?"

Yeonjun bir anda arkasında beliren Yunho ve Seonghwa ile kısık sesli bir çığlık atmıştı.

"Seonghwa? Yunho? Şey... siz burada ne yapıyorsunuz?"

Seonghwa ve Yunho, Yeonjun'un karşısına otururken Seonghwa ağzını açtı.

"Yeonjun seni aradık. Neden ayrıldın evden onu söyler misin sen? Hem evini bulamadın değil mi? Hala şu kısacık şort ile duruyorsun."

Yeonjun kafasını masaya çevirdi. Utancından o evde duramamıştı. Yani kim durabilirdi ki? Sarhoşsun, tanımadığın biri ile dertleşiyorsun. Sonra gidecek yerin olmadığı için seni evine alıyor. Hem de onun üstüne kussan bile. Eve geldiğin tanıdığın biri ile karşılaşıyorsun ve onları da sıkıyorsun.

Yani şahsen ben de durmak istemezdim.

"Yeonjun bak. Soobin'i hala geri istiyorsun değil mi? Olayın aslını öğreneceğim. Öğreneceğiz. Belki de gerçekten de sana bunu yapmak istememiştir."

"Yunho istememiştir diye bir şey yok! Kendi gözlerim ile gördüm. Ona bebeğin cinsiyetini öğrendiğimi söylemek üzere hastaneden çıkıp eve geldim. İlk kimse kapıyı açmadı anahtarım ile açtım. Sonra kimse ses de vermedi. Odamıza çıktım. Bir baktım ki Huening Kai ve o bir yatakta. İkisi de çıplak. Sonra ikisini de dövdüm ve evden apar topar çıkıp buraya geldim."

Yeonjun gözyaşlarını tutmaya çalışıyordu. Yoksa her zaman olduğu gibi yine insanlara rezil olacaktı. Zaten karnının şişkinliği yüzünden onun ile yeterince dalga geçmişlerdi. Daha fazlasını istemiyordu.

"Yeonjun. Gel bebeğim gel sarılayım ağlama. Kıyamam ben sana. Döveceğim o pislik hödüğü sen merak etme bebeğim. Üzme kendini, bebeğini düşün."

Seonghwa konuşarak yerinden kalktı ve Yeonjun'un yanına gitti. Ona sıkı sıkı sarıldı ve başını öptü.

Arada da büyümüş göbüşü ovdu.

Oradan ayrılıp birazcık gezindiler. Sonra ise yine uygulamadan Yeonjun'un evini buldular. Yeonjun'un annesinin telefon numarası aslında onda yoktu. Onu da yurtdışındaki abisini arayarak bulmuşlardı.

Sonunda Yeonjun'u bıraktıklarında iki oğlan da eve gittiler.

"Neredeydiniz?" sorularına maruz kaldıklarını da unutmayayım tabii ki.

****
can't you see me'ye aşık oldum

agust d de mükemmeldi tabii ki