Addicted (bxb)

34

Çarşamba

Can'ın peşinden isteksizce arabaya ilerliyordum. Dünkü olaydan sonra sanki Can'ı aldatmışım gibi hissediyordum ve bu delilikti çünkü adamın beni o anlamda umursadığı yoktu. Kendi kendime kefil oluyordum.

"İyi misin sen?"

"Evet iyiyim. Neden sordun?"

"Fazla durgunsun da."

Bir şey demeden başımı cama yasladım. Konuşmak, istediğim son şeydi. Umarım bir şey demez diye umarak yolu izlemeye devam ettim.

.

Üşümemek için Can'dan önce arabaya ilerledim ve gelmesini beklerken kollarımı kendime sardım. Arabaya bindiğimizde ise yine ısınamamıştım çünkü hâlâ soğuktu.

"Al şunu giy." diyerek bir çırpıda sweatshirtini çıkardı.

"Benim üstümde en azından -ince de olsa- sweat var. Birazdan ısınırdım. Şimdi sen üşüyeceksin."

"Üşümüyorum ben. Giy hadi."

Büyük olduğu için sweatshirtimin üstüne giymemde sıkıntı olmamıştı. Kokusu burnuma geldiğinde hafifçe gülümsedim.

"Güzelmiş he. Çalsam mı ben bunu?" diye bir şaka yaptığımda gülümseyerek omuz silkti. Biraz yüzsüzce olacaktı belki ama bunu alma fırsatını kaçıramazdım.

Kafamı cama yaslayıp kollarımı kendime sardım ve gözlerimi kapattım. Fazlasıyla uyuşmuştum ve şuracıkta uyuyabilirdim.

"Pşşt, geldik." Bir süreliğine dalmış olmalıyım ki, gelmiştik.

"Görüşürüz o zaman. Sweat için teşekkür ederim." deyip sırıttım. "Ne zaman geri vereyim? Bir ay uygun mu?"

"Senin olsun."

"Yok be."

"Ciddiyim. Yakıştı zaten." dediğinde üstüme bakıp gülümsedim.

"Teşekkür ederim o zaman."

"İyi geceler."

"İyi geceler." deyip arabadan indim.

Duş almaya mecalim olmadığından dolayı direkt odaya geçtim ve kendimi yatağa attım. Çok fazla uykum vardı. Deniz'e selam vermemiştim ama ses vermediğine göre uyuyor olmalıydı.

Arkdaşlar kafa karışıklığı olmasın diye söylüyorum, italik yazılanlar benim bakış açımdan, düz olanlar Ayaz'dan. Önceden belirtmeyi unutmus olabilirim kusura bakmayın