6

2.5K 279 334
                                    


Sen Park Jimin, eminim bir gün beni öldüreceksin.

"Tamam, tamam gitmiyorum."

Beni çekip yanındaki sandalyeye oturmamı sağladı. Usulca bedeni bedenime sokulurken yeniden sardım onu. Başı sakince omzumu bulurken yüzü boynumdaydı. Delirmemem için hiçbir sebep yoktu...

Ben bu çocuğa çok fena kapılıyordum. Sana çok fena aşık oluyorum Park Jimin... Çok fena hem de.

"Sana sarılmamdan rahatsız oluyor musun?"

Çatallaşmış sesiyle sessiz sessiz konuştuğunda yüzümü eğip yüzüne baktım, "Saçmalama, seni iyi hissettirmek istiyorum."

Bunu demeli miydim gerçekten? Ne cevap vereceği kalbimi o kadar hızlandırıyordu ki.

"Gerçekten mi?"

"Evet."

Kolları naif naif sarıldı belime. Sıcak nefesleri boynumdaydı, artık ağlamıyordu. Ne de güzeldi böyle...

"Seni bu denli üzen şeyi gerçekten merak ediyorum. Çünkü aşırı pozitif bir enerjin var, sanki seni hiçbir şey üzemezmiş gibi. Sanki gözyaşlarının tek sebebi mutluluk olacakmış gibi."

Jimin usulca burnunu çekti, "Dışarıdan böyle mi görünüyorum cidden?"

"Evet, ne bileyim öyle geliyor bana. Gülüşün çok güzel. Y-Yani çok içten gülümsüyorsun, mutlu olmayan insanların gülüşleri güzel olmaz."

Bedenini bedenimden ayırıp gözlerime baktı, bakışları fazla yorgundu. Hiç uyumamış gibi. Bunun yanında ağladığından dolayı gözleri ve burnunun ucu kızarmış, dudakları şişmişti.

"O halde sen de çok mutlu olmalısın."

Dediğine hiçbir cevap veremeyip sadece ona bakmaya devam ettiğimde sitemle konuştu,
"Bana öyle bakma, çok çirkinim şu an."

Kes sesini demek istedim o an, hala kusursuzdu... Ağladığında bile güzeldi, her şeyiyle, her zaman güzeldi.

"Hayır böyle hissetme."

Konuşamıyordum ki. Konuşsam susamayıp aklımdaki her şeyi bir bir dökecektim. Saatlerce susmayıp ona güzelliğini anlatacaktım, bu yüzden sustum.

"Jimin daha iyi misin?"

Yüksek ihtimal ayrıldığımızı gören Taehyung durumu kontrol etmek için gelmişti yanımıza, gelmesi iyi olmuştu zaten. Yoksa zor duruma düşerdim.

Taehyung elindeki suyu Jimin'e verip sandalyelerden birine oturdu.

"Evet iyiyim, teşekkür ederim su için." Suyundan bir yudum alıp bana döndü güzelim, "Sana da teşekkür ederim Jungkook, her şey için."

'Her şeyi' vurgulayarak söylemişti. Fazla kinayeli bir söylemdi bu.

"Merak etmeyin, beni bir daha asla ağlarken göremeyeceksiniz."(tm)

Bu söylediğine hafifçe gülümsedim, umarım güzelim. Ölüm gibiydi çünkü.

Ne kadar istemesem de ayaklandım, "Ben artık işime döneyim, yakında yoğunlaşır."

"Biraz toparlanayım ben de geleceğim yanına." Usulca Taehyung'a döndü, "Sorun olmaz değil mi?"

"Yok ya ne olacak? Ben Taewoo hyungla konuşurum. Hele bir olmaz desin pata küte döverim onu."

"Yine kimi dövüyorsun Taehyung?"

Taewoo hyung adını duymuşçasına arkadan yanımıza geldiğinde Taehyung hiç tereddüt etmeden konuştu,

Hopeless |Kookmin| ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin