Ne düşünmem veya ne hissetmem gerektiğini bilmiyorum.Öpüşmemizin üstünden üç gün geçmişti, şu anda Jimin, Taehyung, Hoseok hyung, Yoongi hyung ve ben öğle yemeğindeydik.
Şöyle söyleyeyim, o gün öpüştükten sonra hiçbir şey konuşmamıştık. Bir anda her şey eski haline dönmüş, sanki hiç böyle bir şey yaşamamışız gibi.
Ona zaman veriyorum çünkü düşünmesi gerektiğini biliyorum. O gün, duygularından emin olmak için yaptığını söylemişti; düşünüp bir karar vermesi gerekiyordu.
Benim bu konuda hiçbir fikrim yok. Yani ona asla ben mi, o mu gibi bir şey demedim. Kendini nasıl rahat hissedecekse öyle davranmasını istiyorum.
Beni yanlış anlamayın, demiyorum ki sevgilisi varken onunla ilişkiye başlayacağım. Bu asla ama asla olmayacak. Seungjun'a böyle bir şeyi yapmaya ne benim, ne onun hakkı var.
"Jungkook? Jungkook?"
Taehyung'un sesi düşüncelerimi böldüğünde bakışlarımı yemeğimden kaldırıp ona baktım, "Hm?"
"Kaç kere seslendik duymadın mı?"
"Üzgünüm, dalmışım. Ne oldu?"
Hoseok hyung aramıza girdi, "Yemekten sonra biraz eğlenelim diyoruz, katılır mısın bize?"
"Ben işe döneyim, Taewoo hyunga ayıp olur. Pek havamda da değilim zaten."
Hemen yanımda oturan Jimin elini hafifçe koluma değdirdi, "Hasta falan mısın? Bir şeyin yok değil mi?"
"Yok, iyiyim. Gerçekten."
Hoseok hyung önüne dönüp neşeli sesiyle konuştu, "O halde Taehyung, bebeğim, Jimin ve ben gidiyoruz."
"Hyung, ben de gelmesem iyi olacak. Midemi üşüttüm sanırım, pek iyi hissetmiyorum."
Jimin kısık sesle konuştuğunda bakışlarımı ona çevirdim; yemeğini güzelce yemişti, yüzünün rengi de yerindeydi.
"Pekala o zaman, Taehyung, Yoongi ve ben kaldık."
"Birini çağırabilir miyim?"
"Tabii, kim?"
Taehyung utangaç gülümsemesiyle başını eğdi hafifçe, "Flörtüm."
"Bak bak bak, hiç anlatmıyorsun!"
Onlar konuşmaya başlamışken Jimin'e dönüp hafifçe sırtını sıvazladım, "İyi misin?"
"Bir şeyim yok, sadece seni yalnız bırakmak istemedim."
Dediğine kendimi tutamayıp minik bir tebessüm bıraktığımda o da başını eğip güldü.
"Jungkook, bir şey söylememi bekliyorsun öyle değil mi?"
Aklımı okurmuşçasına gözlerime baktığında, dikkatle baktım gözlerine. Şu bakışlarının derinliği bir an olsun değişmiyordu, ilk bakıştığımız andan beri derin derin bakıyordu bana.
"Burdan çıktıktan sonra konuşalım tamam mı?"
İşte, o en korktuğum an gelmişti. Ne söyleyeceği beni o kadar korkutuyordu ki, anlatamam size. Gerim gerim gerilmiştim.
Onu başımla onayladığımda elini sırtıma koyup birkaç kez pat patladı, "Hadi yemeğini bitir."
Önüme dönüp yemeğim yedim. Herkesinki bittiğinde restauranttan kalktık.
"Size iyi eğlenceler."
"Bir gün hep beraber takılacağız tamam mı?"
"Söz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hopeless |Kookmin| ✔️
FanfictionHayata karşı tüm umudunu yitirmiş bir gencin, tüm zorluk ve engellere rağmen hayata tutunma hikayesi. -Kookmin♡︎-