8

2.3K 236 306
                                    

Şu beyin güzelliğine bakar mısınız...

"Seungjun aradı."

Bakışlarımı hazırladığım kahveden çekip Jimin'e çevirdim.

"Ne dedi?"

"Şimdi uçağının kalkacağını söyleyip özür diledi."

Bakışlarımı geri kahveye çevirdim, "Anladım."

Kahveyi sonunda hazırlayıp teslim edilen yere koydum, "Vanilla macchiato hazır."

Müşteri kahvesini alıp gittiğinde Taewoo hyung geldi yanımıza, "Gençler artık kapatalım, geç oluyor."

"Tamam hyung, nasıl istersen."

Kahve makinasına ilerleyip kapattım. Tüm malzemelerin kapaklarını da kapatıp önlüğümü çıkardım.

"Jungkook, iyi misin sen?"

"Evet."

Açıkçası, düşündükçe Jimin'in Seungjun'u ertelemiş olması sinirimi bozmuştu. Her ne kadar konuyu açıp aramızı bozmak veya onun üstüne gitmek istemesem de kendimi tutmakta zorlanıyordum.

Jimin yavaşça koluma sarıldı, "Ne oldu Jungkook?"

Zorla gülümseyerek yüzüne baktım, "Gerçekten iyiyim güzelim, yoruldum sadece."

Kısaca etrafa bakındıktan sonra uzanıp minik bir öpücük bıraktı yanağıma. Nasıl da sakinleştirmişti beni bir anda.

"Hadi, önlüğünü çıkar sen de. Gidelim artık." 

Tüm işler bittiğinde dükkanı kapatıp çıktık.

"Yarın görüşürüz!"

"Görüşürüz hyung."

"Görüşürüz hyung~"

Taewoo hyung uzaklaştığında kolumu Jimin'e uzattım, "İstediğiniz gibi, yeriniz hazır efendim."

Jimin kocaman gülümseyip kollarını koluma doladı nazikçe. Parmak uçlarına yükselip dudağıma bıraktığı minik öpücükle gülümseyip gözlerimi yumdum bir süre. Bu ani öpücükleri kalbime hiç iyi gelmiyordu.

"Moralin neden bozuk Jungkook?"

Beni ne ara bu kadar iyi tanıdın ki güzelim...

"Bozuk değil. Gerçekten değil."

Jimin kollarını kolumdan çekip beline koyarak bana baktı.

"Ben senin moralini düzelteceğim şimdi." Hızla elimi tutup önden önden yürümeye başladı. Peşinden beni de sürüklüyordu.

"Jimin moralim bozuk değil."

Beni takmayıp yürümeye devam ettiğinde ona uyup beni sürüklemesine izin verdim. Birkaç dakikaya bir evin önüne geldiğimizde dönüp bana gülümsedi ve evin kapısını açtı.

"Senin evin mi?"

"Evet, aslında bir ev arkadaşım var fakat evde olmayacak."

Şaşkınlıkla sordum, "Hoseok hyung mu?"

"Hayır, Seokjin hyung."

İçeri girip koltuğa oturttu beni.

"Seungjun'un kuzeni. Evet biraz saçma bir durum ama açıklaması mantıklı inan bana."

Gülüp yanıma oturdu, "Buraya ilk geldiğimde cebimde hiç para yoktu. Ne bir arkadaşım, ne de kalacak bir yerim vardı. Otobüslerin olduğu yerde Seokjin hyung ile karşılaştık. Sonra anlaşıp aynı evde yaşamaya başladık. O da ev arkadaşı arıyormuş zaten. Seungjun'la beni de o tanıştırdı zaten."

Hopeless |Kookmin| ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin