Jimin"Neden buradasın?"
"Sakin olun lütfen, anlatmam-"
"Uzatma da anlat o halde!"
Jungkook'un sinirli tavırları beni ürkütürken, onu sakinleştirmek amacıyla elimi bacağına koydum.
"Seokjin hyung, artık anlat lütfen."
"Jimin, öncelikle senden özür dilerim. Gerçekten çok, çok özür dilerim. Ben de senin gibi Seungjun'un baskısı altındaydım. İsteğimin sana yardım etmek olduğunu belli edemedim çünkü korktum, üzgünüm. Aslında yapabildiğimce seni rahat bıraktım fakat dinlendiğimiz için bunu pek anlayamadın. Gerçekten özür dilerim."
Seokjin hyung gerçekten iyi bir insandı. O Seungjun gibi asla değildi bunu çok iyi biliyordum. Mesela ilişkimiz devam ederken Seungjun sinirlendiği zamanlarda sert çıkışır, bana hem fiziksel hem de ruhen kaba davranırdı. Ama Seokjin hyung evi kırıp döksem bile, onu fazlaca sinirlendirsem bile alttan alıp kibarca azarlamıştı beni.
"Eklemem gereken bir şey daha var. Hatırlarsanız siz bizim evdeyken ben sizi birazcık uygunsuz bir şekilde yakalayıp kızmıştım. Seungjun'un o an sizden haberi vardı ve telefonumdan yine bizi dinliyordu. O yüzden öyle konuşmak zorunda kaldım. Tüm olanlar için gerçekten özür dilerim."
Ayağa kalkıp Seokjin hyungun yanına oturdum. Elimi elinin üstüne koyup yüzüne baktım, "Sorun değil hyung, gerçekten. Sadece senden tek bir şey istiyorum, bundan sonra buna benzer bir şey olursa bana anlat lütfen. Sana güvenmek istiyorum fakat güvenim gerçekten kırıldı. Senin Seungjun'un aksine daha iyi bir insan olduğunu da biliyorum. Dediğim gibi tek isteğim buna benzer bir olayda bana anlatman."
"Merak etme, bir daha böyle bir şeyin olmasına izin vermeyeceğim." Seokjin hyung bakışlarını Jungkook'a çevirdi, "Senden de özür dilerim Jungkook. Hem Seungjun'un açtığı yara için, hem de bu olanlar için."
"Sorun değil."
"Teşekkür ederim. Ben en iyisi artık gideyim, rahatsız ettim."
Seokjin hyung ayaklandığında ben de ayağa kalktım. Ona kapıya kadar eşlik ettim. Tam gidiyordu ki onu durdurdum, "Hyung, bekle."
Kapının önüne çıkıp ona hafifçe sarıldım.
"Tekrar özür dilerim Jimin."
Gülümsedim, "Önemli değil hyung, dikkatli git."
Bana el sallayıp uzaklaştığında ben de eve girdim.
"Gitti."
"Yanıma gel Jimin."
Jungkook'un beni gergin gergin çağırmasıyla yanına oturdum.
"Üstüne bakalım belki cihaz falan yerleştirmiştir."
Gözleri bedenimde gezerken ben de ona bakıyordum. Bu kadar endişelenmeye gerek yoktu ki. Bizi dinleseler bile, herkesin her şeyden haberi vardı zaten.
"Arkanı dön, sırtına da bakayım."
Ona laf etmek yerine dediğini yapıp arkamı döndüm. Böyle bir şey yüzünden onunla tartışmak asla istemiyordum çünkü o da şüphe duymakta haklıydı.
"Tamam, bir şey yok."
Jungkook'a dönerek elimi koltuktaki eline koydum, "Bu kadar endişelenmene gerek yok Jungkook, bizi dinlese bile herkes her şeyi biliyor zaten."
"Olsun, ne gerek var?"
Jungkook ayağa kalkıp Seokjin hyungun oturduğu koltuğa baktı. Aralarına ve üstüne. Ah gerçekten bu kadar gerilmesi saçmaydı. Seokjin böyle bir insan değildi ki zaten.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hopeless |Kookmin| ✔️
FanficHayata karşı tüm umudunu yitirmiş bir gencin, tüm zorluk ve engellere rağmen hayata tutunma hikayesi. -Kookmin♡︎-