Merhaba arkadaşlar zorla yazdığım bu bölüm ne kadar güzel olur bilmiyorum bu bölümü yazarken kaç paket çikolata bitirdiğimi de bilmemiyorum farklı biseyler olsun istiyorum ve yaratıcı olmak için çikolata gerek...
Çoğu yazar yazmak için sabahlara kadar şarkı dinler bazılarına ise sessiz bir ortam bile yeter yada bilmediğim değişik yöntemler vardır
Uzun lafın kısası ben ise yazarken çikolata tüketiyorum o anın heycanına göre kendimi kaptırıyorum, ne kadar yediğimi bile sayamıyorum
Bu bölüm bol çikolatalıydı umarım beğenirsiniz...
Ayrıca bölümü aramıza yeni katılan arkadaşım Ezgi ye ithaf ediyorum
Havanın güneşli olmasına karşı tenimde yakıcı sıcağı hissediyordum bu caddeden her zaman onlarca taksi geçerdi ama şimdi kahrolası taksiler neredeydi?
Çağla konuşmayı çok seven biriydi -benim aksime-
Fakat şimdi o da konuşmuyordu ayrıca bu kaltak yine beni peşinden nereye sürüklüyordu?Güneşin kavurucu ısısı ile gözlerimi kısmış bir şekilde Çağlanın yanında duruyordum çağla bir adım öne atılarak kısık sesle "nihayet" dedi "taksi" bu sefer sesi daha yüksek çıkmıştı ve -i harfini uzatmıştı
Çağlanın sesine karşı bende bir adım öne çıktım ve gözlerimi kırpıştırdım ileriden gelen sarı aracı fark edince rahatlamışcasına bir iç çektim
"Bir daha ki sefere yanıma gözlük almadan dışarı çıkarsam en sevdiğim rujum üretimden kaldırılsın"
çağlanın bu yemini üzerine içim kahkaha atma isteği ile dolup taşarken bu isteği elimin tersi ile itmek zorunda kaldım çünkü şu kahrolası sıcaktan bir an önce kurtulmak için taksiye hızlı adımlarla ilerlemem gerekecekti
Çağla arka kapıyı açıp hızlıca taksiye yerleşirken arkasından bende hızlıca bindim ve kapıyı gürültülü bir şekilde kapattım ben koltuğa yerleşirken çağla taksiciye bir kağıt uzattı ve 'bu adrese gideceğiz' dedi adam aynadan çağlaya onaylayan bir bakış attıktan sonra vitesi oynattı ve arabayı sürmeye başladı
"Nereye gidiyoruz" dedim.Çağlaya omzumun üstünden bakarken
"Gidince görürsün" Çağla düz bir ses ile konuştu ve bana göz kırptıktan sonra çantasından telefonunu çıkardıTelefonu göremeyeceğim bir şekilde tutarken biriyle mesajlaşıyordu bu sırada hafif sırıtıyordu dudaklarındaki koyu kırmızı ruj onu seksi gösteriyordu ve gözlerindeki hafif makyaj ile oldukça tatlı duruyordu omuzlarına dökülen dalgalı kahverengi saçları ve krem tonlarındaki mini elbisesi ile oldukça güzel görünüyordu
Taksi bir cafenin önünde dururken Çağla çantasına yöneldi ve bir miktar parayı adama uzattı bense adama teşekkür edermiş gibi hafifce gülümsedim
Taksiden indikten sonra bu sefer Çağladan hızlı davranıp cafeye doğru yöneldim fakat burası oldukça lüks duruyordu ve burada iki kahve içip karşılığında tüm harçlığımızı dahi versek masrafı karşılayamazdık
Cafeye bakmamla geri dönmem bir olmuştu ben arkamı dönmüş ilerlerken gözlerim çağla' yı aradı tekrar arkamı döndüm bir tarafta arabadan inen yakışıklı çocuklar hemen yan tarafta sevgilisi ile konuşan bir kız onların çaprazında ise bir güvenlik duruyordu
Hayır!
O sevgilisi ile konuşan kız?Gözlerim sinirle tekrar o kıza döndü kahretsin bu Çağlaydı esmer kaslı çocuğun bir eli Çağlan'nın belinde bir şeyler konuşuyorlar ve gülüyorlardı sinirle inledim 'kaltak'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Adam
AdventureKaranlık ona yakışabilecek en aydınlık kavramdı belkide. Koyu kahverengi gözleri onun tek aydınlığıydı. Ay ışığı kadar güzel olan genç kız da en az onun kadar karanlıktı aslında. Derin, Melis için karanlığa gömülürken. Melis'i kurtarmaya and içmişti...