Yazarın Anlatımıyla (9. Sınıfın İkinci Dönemi)
"Ben. Onu. Sev-mi-yo-rum." diye bağırdı Mavi sınıfın boş olmasının rahatlığıyla. Alya sırıttı ve sol elinin işaret parmağıyla 'nah' yaptığı sağ elini gösterdi. Mavi onun eline bakınca bıkkınlıkla gözlerini devirdi ve ona orta parmak çekti. Sude bir şeylerin açığa kavuşması için hararetle konuştu.
"O zaman neden her gün okula 40 dakika erken geliyorsun? Senin için 5 dakikalık uyku bile mükemmelken 40 dakika erken kalkıyorsun? Ya da neden her gün kantinde, yemekhanede Deniz'in oturduğu masanın arkasında oturuyoruz? Neden teneffüslerde onların sınıfının karşısındaki peteğe yaslanıyoruz bizim sınıfımızın hemen yanında petek olmasına rağmen?" Mavi bu ani çıkışla şaşırdı ve her gün kendine sorduğu ama cevap veremediği soruları bir başkasından duyduğu için sesinin titremesine engel olamadan "B-Bilmiyorum." dedi gözleri dolu dolu. Yaşların gözlerinden süzülmeye başlamasıyla da sınıfın kapısını açıp sınıftan çıktı.
Gözleri direkt Deniz'in sınıfının olduğu yere kaydı. Deniz ve onun sınıfından bir kızın gülerek konuştuğunu görünce dudaklarından küçük bir hıçkırık kaçtı. Kızlar tuvaletine gidebilmesi için onların önünden geçmesi gerekiyordu. Gözlerinden yaşlar süzülmeye devam ederken onların yanından geçip tuvalete girdi.
Tuvaletin boş olması nedeniyle gözyaşlarını silmeden aynanın karşısına geçti ve kendine bakmaya başladı. Bir iki dakika geçmeden Alya ve Sude'nin içeri girmesiyle kendini daha fazla tutamayıp yere çöktü ve ağlamaya başladı. Alya kapıyı kapatırken Sude, Mavi'nin yanına gidip ona sarıldı. Alya da yanlarına gelince üçü sımsıkı sarıldılar.
Mavi hıçkırıklarının arasında zorlukla "O-Onu seviyorum." diyebildi. Bu sözünün üstüne Alya ona daha sıkı sarılırken Sude ikisini de kolundan tutup ayağa kaldırdı ve Mavi'nin gözyaşlarını sildi parmaklarıyla. Sonra da tebessüm ederek "Sevmek kötü değil. Aksine sevmek çok güzel bir duygu. Ağlama." dedi. Mavi onu kafasıyla onayladı ve son kez gözyaşlarını sildi. Sonra gülümseyerek hem Alya'ya hem de Sude'ye sımsıkı sarıldı ve "İyi ki yanımdasınız. Siz olmasaydınız ne yapardım bilmiyorum gerçekten. Keşke Çağla da burada olsaydı." dedi. Alya ve Sude aynı anda mırıldanarak "Keşke." dediler.
Mavi kendini toparlayınca yüzünü yıkadı ve üç kız sınıflarının önüne geldiler. Öğle arası bitmişti ve ders başlamıştı. Sude kapıyı tıktıkladı ve "Gel." sesinin duyunca kapıyı açtı. Üçü beraber sınıfa girdiklerinde tahtanın önünde duran kızla şaşkına döndüler. Mavi zorlukla "Çağla..." derken Çağla gülümseyerek "Merhaba, yeni sınıf arkadaşlarım." dedi. Zeynep Öğretmen "Tanışıyorsunuz sanırım. Bu iyi oldu. Yabancılık çekmezsin Çağlacım." dediğinde üç kız öğretmenin sınıfta olduğunu farkına vardı. Alya öğretmene yaklaşarak "Hocam. Mavi biraz üzgündü. Lavaboda onun yanındaydık. Özür dileriz geç kaldığımız için." dedi sadece öğretmenin duyabileceği şekilde. Zeynep Öğretmen, Mavi'ye bir bakış atıp "Tamam Alya, sorun yok." dedi. Sonra kızlara baktı ve "Hadi yerlerinize oturun. Derse geçiyoruz." dedi.
Mavi, Çağla'nın elinden tutup onu tek başına oturduğu sıraya -Alya ve Sude'nin arkası- doğru sürükledi. Dört kız yerlerine oturunca Alya, Zeynep Öğretmen'e göz atıp arkasını döndü ve Çağla'ya doğru konuştu.
"Sen nasıl geldin buraya kızım? Yoksa müneccim falan mısın sen? 10 dakika olmadı senden bahsedeli ve sen buradasın. İnanamıyorum gerçekten." Çağla kıkırdayarak "Bunu teneffüste konuşalım. Yoksa dersten atılacağız dördümüz de." dedi. Sude onu başıyla onayladı ve "Her şeyi anlatıyorsun ama. Atlamak yok. Meraktan çatlayacağım şimdi ya." dedi.
Alya ve Sude önlerine döndüklerinde Mavi, Çağla'nın elini tutup "Neden birden geldin bilmiyorum ama iyi ki geldin. Sana çok ihtiyacım var." dedi. Çağla, Mavi'nin elini sıkarak "Teneffüste uzun bir konuşma yapacağız sanırım." dedi arkadaşının kızarmış gözlerine bakarak. Mavi onu başını sallayarak onayladı ve hafifçe tebessüm etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAVİ DENİZ
Подростковая литератураÇok fazla yakınlaşmıştık, burunlarımız birbirine değmek üzereydi. Deniz yavaş yavaş bana yaklaşınca ben de gözlerimi yumup ona yaklaşmaya başladım. Dudaklarımız birbirine değerken Deniz'in aniden dirseğimdeki elini çekmesiyle kendimi boşlukta gibi...