Çok fazla yakınlaşmıştık, burunlarımız birbirine değmek üzereydi. Deniz yavaş yavaş bana yaklaşınca ben de gözlerimi yumup ona yaklaşmaya başladım.
Dudaklarımız birbirine değerken Deniz'in aniden dirseğimdeki elini çekmesiyle kendimi boşlukta gibi...
"Benim bulmam sorun değil. Baban bulmasın yeter." dedi Meltem Hanım kocasının salonun girişinde olduğunu bilmeden.
"Ben neyi bulmayacakmışım?"
Arkalarından gelen sesle anne kız irkildiler ve birbirlerine baktılar.
Bora Bey her şeyi duymuş muydu yani?
Mavi annesi ile bakışırken durumu kurtaran erkek kardeşi Rüzgar oldu. Bora Bey'in arkasından gelip düzgün bir beyaz yalanla olayı kapatan Rüzgar hem Mavi'nin hem de Meltem Hanım'ın içini rahatlattı.
"Ya, baba! Sürprizi bozdun. Haftaya doğum günün var, unuttun mu?"
Duyduğuna inanmış olan Bora Bey "Tamam tamam, bilmiyormuş gibi yaparım ben." dedi gülerek. Bora Bey dışındaki herkes gergince gülmeye çalışırken Meltem Hanım "Sen neden gelmiştin hayatım?" diye sordu.
"Ha, şey için gelmiştim ya, bana eski bir bez verebilir misin?"
Meltem Hanım eşini de alıp bez bulmaya giderken Mavi oturduğu koltuğa kendini attı ve derin derin nefesler almaya başladı.
"Korkudan ölüyordum yemin ederim." diye sessizce konuştu babasının duymasından korkarak. Rüzgar ukala bir şekilde sırıttı ve "Ben de olmasam var ya, ne yapardınız siz?" dedi.
Koltukta tekrar oturur hale gelen Mavi eliyle kardeşini yanına çağırdı. Rüzgar'ın yanına oturmasıyla "Dile benden ne dilersen kardeşim." dedi. Rüzgar işaret parmağını ritmik hareketlerle çenesine vurarak düşünmeye başladı. "Hah, buldum. Geçen internette gördüğüm kulaklık var ya, onu alabilirsin bana ablacım. Hani JBL olan." dedi birkaç saniye sonra.
Dudaklarını büzerken bunun makul bir istek olduğu sonucuna varan Mavi "Tamam, kabul." dedi. Ardından da kardeşine sımsıkı sarılıp yanağını öptü ve "Teşekkür ederim, gerçekten." diye fısıldadı. Rüzgar kollarını ablasının beline sarıp "Her zaman." dedi.
Telefonunun çalmasıyla kardeşinden ayrılan Mavi arka cebinden telefonunu çıkardı. Kızların WhatsApp'tan görüntülü olarak aradıklarını görünce "Kızlar arıyor, ben odamdayım." dedi ve merdivenlerden yukarı çıktı. Aramayı sonlanmadan hemen önce kabul edip yatağına oturdu.
Alya ve Çağla telefonu kendilerinden hafif uzakta tutarak ekrana bakarken Sude kameranın dibine girmişti. Gülerek "Sude, ne yapıyorsun yavrum?" diye soran Mavi'ye "Burnuma bakıyorum. Ne güzel burnum var ya, maşallah bana." diye cevap verdi ve elini burun kemerinde gezdirdi Sude.
"Senin burnunu... Seveyim canım arkadaşım." dedi Çağla sırıtarak. Sude dil çıkarmakla yetinirken Alya sordu.
"Ne zaman çıkıyoruz? Ve aynı otobüsle mi geleceğiz yoksa ayrı ayrı mı?"
"Şu an saat 11.30, bence biz 14'te Mavibahçe'de buluşalım. Nasıl gelirseniz gelin ama tam saatinde orada olun." dedi Mavi mantıklı bir tavırla konuşarak. Kızlar da onu onaylayınca konu yine ne kıyafet giyeceklerine geldi. Ve kızlar tek tek ayarladıkları giysileri göstermeye başladılar.
"Üstüne açık mavi kot ceketimi giyeceğim, ayakkabı olarak da siyah vans. Nasıl?" diye sordu Sude elindeki pembenin değişik bir tonu olan kapüşonlu sweatshirt ve siyah kot pantolonu gösterirken.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
