OTUZ SEKİZ

382 22 0
                                    

Yazarın Anlatımıyla

Tekrar makyaj masasına yaklaştı ve takılarının olduğu çekmeceyi açtı genç kız. Siyah kordonlu ve altın çerçeveli saatini alıp bileğine, altın renkteki sallanan küpelerini de kulaklarına taktı.

Tamamen hazır olduğuna kanaat getirince arkadaşlarına bakarak gülümsedi ve konuştu. "Hadi gidelim!"

Dört kız arkadaş evden çıktı ve en yakın otobüs durağına doğru yürümeye başladı. Bir süre bekledikten sonra binecekleri otobüs geldi. Peş peşe otobüse binip kentkartlarını okuttular ve en arkaya ilerlediler. Dört kişilik boş olan koltuklara oturup sohbet etmeye başladılar. Mavi, aklındaki düşüncelerden dolayı onların muhabbettine pek katılamasa da mutluydu. Aynı zamanda içinde bir heyecan vardı. Deniz'in kendisini görünce ne yapacağını merak ediyordu.

Erkeklerle buluşacakları yere geldiklerinde inip çevrelerine bakındılar ancak onları göremediler.

"Ben Asrın'ı arayıp sorayım neredelermiş." diye konuştu Sude telefonunu eline alırken. Diğer kızlar da onu onaylayınca sevgilisini aradı ve telefonu kulağına götürdü. "Alo? Sevgilim neredesiniz? Biz geldik, sizi göremedik." dedi telefon açılır açılmaz.

"Durakta mısınız siz?" diye sordu genç oğlan.

"Evet, duraktayız."

"Tamam, orada bekleyin. Geliyoruz."

Telefonu kapatan Sude, merakla kendisine bakan arkadaşlarına cevap verdi. "Buraya geleceklermiş şimdi. Herhalde yakınlarda bir yerlerdeler."

Başlarını sallayarak anladıklarını belirten kızlar durağın yanında dikilmeye devam ettiler bir süre daha. Yaklaşık on beş dakika sonra erkekler de gelebilmişlerdi.

"Sonunda." diye isyan etti Çağla, sevgilisinin beline sarılırken.

"Çok mu beklettik sizi?" dedi Baran da Alya'nın elini tutarak. Ortaya sormuştu ancak cevap beklediği tek bir kişi vardı. O da şüphesiz Alya'ydı.

"Biraz." dedi genç kız tebessüm ederek.

"Ne birazı ya? On beş dakika oldu." dedi Sude gözlerini kocaman açarak. "Bir de kızlar gecikir derler."

"Tamam güzelim, sakin ol." diyen Asrın, dudaklarını kız arkadaşının yanağına bastırdı.

Herkes sevgilisinin yanına geçerken Deniz de telefonuyla uğraşan Mavi'nin yanına yaklaştı. Kollarını onun beline dolayıp yanağına kocaman bir öpücük bıraktı. "Bıraksana telefonu. Ben geldim." dedi mızıldanarak. Genç kız, onun bu çocuksu haline gülmek istese de kendine engel oldu ve telefonunu arka cebine yerleştirdi.

"Nasılsın?" diye sordu Mavi, sevgilisinin gözlerinin içine bakarak.

"İyiyim, sen nasılsın?" dedi Deniz elini genç kızın yanağına yerleştirirken.

"Ben de iyiyim." deyip dudaklarını birbirine bastıran Mavi ile genç oğlan, sevgilisinin dudağındaki kırmızı ruju fark etti. Birkaç saniye kaşlarını çatarak baksa da sonra yüz ifadesi düzeldi.

"Hadi gidelim artık." diyen Çınar ile duraktan ayrılarak yürümeye başladılar.

"Nereye gidiyoruz? Artık söyleyin."

"Ege Park'ta yemek yiyeceğiz." diye cevap verdi sevgilisine Asrın.

Kısa bir süre yürüyüp Ege Park'a vardılar. Alışveriş merkezinden içeri girip direkt yemek katına çıktılar.

"Nerede yiyeceğiz?" diye sordu Mavi etrafına bakınarak. Deniz elini tuttuğu sevgilisini biraz daha kendine çekerek onu yönlendirmeye başladı.

MAVİ DENİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin