ON BEŞ

1.3K 42 30
                                    

Mavi'nin Anlatımıyla

Birkaç saniye yüzüne baktığımda konuşmayacağını düşünüp arkamı döndüm ve okula ilerlemeye başladım.

Sonra bir şey söyledi.

Beni durduracak bir şey.

"Her şeyi anlatacağım."

Adımlarımı durdurup gülümsememi bastırdım ve ona döndüm.

"Ama şimdi değil."

Kaşlarımı çatarak söylendim. "Beni oyalamaya mı çalışıyorsun?"

"Hayır hayır."

Panikle konuştuğunda çattığım kaşlarımı eski haline getirip cümlesinin devamını beklemeye başladım.

"Okulda olmaz. Çünkü 10 dakikalık teneffüste anlatılacak bir şey değil. Ben sana haber vereceğim. Şimdi ders başladı, gitsek mi?"

Bir şey söylemeden arkamı döndüm ve okuldan içeri girdim. Peşimden gelirken derin bir iç çektiğini duydum. Sınıfımın önüne geldiğimde "İyi dersler." demesini umursamadan kapıyı çaldım ve içeri girdim. Belki fazla üzerine gidiyordum ama hak ettiğini düşünüyordum. Beni çok kırmıştı, benim bu yaptığım onunkinin yanında hiçbir şeydi.

Çıkış zilinin çalmasıyla uyuşuk hareketlerle sıramdan kalktım ve beş dakika önce topladığım çantamı sırtıma geçirdim. Çağla'nın toparlanmasını bekledikten sonra sınıfta çıktığımızda Sude ve Alya'nın bizi beklediklerini gördük. İlk konuşan ve isyan eden Alya oldu.

"Tüm okul boşaldı, siz yarım saate ancak çıkıyorsunuz."

"Harbiden ya, kaplumbağa sizden daha hızlı anasını satayım."

Sude de onun arkasından bizi azarladığında Çağla'nın surat astığını gördüm. Kızların söylediklerine alındığını düşünüp kolumu omzuna attım ve konuştum.

"Sen takma bunları Çağla Badem. Hadi gidelim."

Çağla surat ifadesini değiştirip birazcık gülümsedi ve "Beraber bir şeyler mi yapsak?" dedi. "Birkaç gündür test çözmüyorum ve vicdan azabı çekiyorum bu yüzden."

"O zaman hep beraber Pablo'ya gidiyoruz ve cheesecake eşliğinde test çözüyoruz. Nasıl fikir?"

"Sen bir dahisin."

Sude'nin önerisini hepimiz onayladıktan sonra otobüse binip annelerimizi aradık ve haber verdik. Pablo'ya geldiğimizde uzun ve boş bir masaya birbirimizin sorularına yardımcı olabilmek için yan yana oturduk. Garson geldiğinde ben ve Sude için çikolatalı, Alya için çilekli cheesecake sipariş ettim. Çağla tatlı yemek istemediğini söyleyip maden suyu sipariş ettiğinde onda bir tuhaflık olduğunu sezdim ve ikimiz yalnız olduğumuzda onu konuşturup ne olduğunu öğrenmem gerektiğini aklıma not ettim.

Test kitaplarımızı çıkardığımızda ders dışındaki tüm düşünceleri kafamdan attım. Siparişlerimiz de geldiğinde rahatlıkla dersimize çalışmaya başladık.

Bir buçuk saat kadar çalıştığımızda hem yorulmuştuk hem de saat geç olmuştu. Hava kararmadan evlerimize dönmemiz gerektiği için hesabı ödeyip ben, Alya ve Sude otobüs durağına yürüdük. Çağla'nın buradan evine izbanla gitmesi daha kolay olduğu için bizden ayrılmıştı.

Önce Alya'nın, sonra da Sude'nın bileceği otobüs gelince durakta tek başıma kaldım. Çok geçmeden benim de bileceğim otobüs geldi ve bu kalabalık otobüste zar zor kendime bir köşe bulup kenara çekildim.

MAVİ DENİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin