Mavi'nin Anlatımıyla
"Bir şey mi oldu?" diye sordum açtığı camdan ona doğru eğilirken. Konuşmadan oturduğu yerden arka koltuğa uzanıp bir şey aldı. Bana uzattığında bunun aldığım tişörtün içinde bulunduğu poşet olduğunu gördüm.
"Bunu unutmuşsun güzelim."
"Aa, hiç fark etmemişim." deyip poşeti aldım ve hafifçe el sallayıp veda ettim. Birkaç adım ilerlemiştim ki tanıdık bir erkek sesinden adımı duydum.
"Mavi?"
Korku içinde arkama dönerken Deniz'in de benimle aynı yüz ifadesine sahip olduğunu fark ettim. Bana seslenen kişiye baktığımda yan evde oturan komşumuzun altı yaşındaki küçük oğlu olduğunu gördüm.
"Ah Kayra, korkuttun beni! Niye sesini öyle kalın çıkarıyorsun ki?" dedim içim rahatlarken. Onun cevabını beklemeden Deniz'e bakarak konuştum. "Gidebilirsin sen sevgilim. Komşunun oğlu o."
"Tamam güzelim. Dikkatli gidin, eve girmeni bekliyorum ben burada." dedi gülümseyerek. Onu başımla onayladım ve Kayra'nın omzuna hafifçe dokunarak "Hadi gidelim." dedim.
"O adam kim Mavi?" diye sordu kaşlarını çatarak. Aramızda tam on yaş vardı ancak bana abla dememekte inat ediyordu. Bu benim için hiç sorun değildi ama anne, babası kızıyordu bazen.
"Arkadaşım." diye beyaz bir yalan söyledim. 'Sevgilim' diyecek hâlim yoktu ya. Yanlışlıkla başkalarının yanında söylerse biterdim ben. Sonuçta çocuktan al haberi diye bir söz vardı, bilerek olmasa bile ağzından kaçırabilirdi.
"Hiç sevmedim onu." diye konuştu yüzünü buruşturarak.
"Aa nedenmiş o?" diye sordum gülmemeye çalışarak.
"Çünkü çok büyük, benim gibi küçük değil. Sen de onun yüzünden beni sevmiyorsun." Üzgün bir surat ifadesiyle konuşmasıyla ben de üzüldüm.
"Kayra'cığım, ben seni çok seviyorum. Neden öyle diyorsun ki sen?" dedim elimi omzuna yerleştirirken. Bir iki dakika sonra eve varacaktık, normalde tek olsam daha hızlı yürürdüm ama Kayra'nın adımları benimkilerden hayli minikti.
"Çünkü benimle oyun oynamıyorsun sen. Bize gelmiyorsun, size geldiğimde de odandan çıkmıyorsun hiç." demesiyle başımı omzuma doğru eğip birkaç saniye düşündüm. Çocuk haklıydı, son zamanlarda sınav stresim yüzünden evden pek çıkmıyordum. Dışarı ancak bizimkilerle buluşmak için gidiyordum. Eve misafir geldiğinde de odama kapanıp ders çalışıyordum.
"Bak, sana şöyle söyleyeyim." deyip derin bir nefes aldım ve açıklamaya başladım. "Yaklaşık iki buçuk ay sonra çok önemli bir sınava gireceğim, uzun zamandır onun için hazırlanıyorum. Bu sınavdan iyi bir puan almak için çok çalıştım ve hâlâ da çalışmaya devam ediyorum. O yüzden sosyal hayatıma biraz ara vermek zorunda kaldım. Seninle oyun oynayamamamızın sebebi de bu." dedikten sonra birkaç saniye durup devam ettim. "Anlayabildin mi?"
"Sınavın bittikten sonra benimle oynayacak mısın yani?" diye sordu yüzündeki gülücükle.
"Tabii ki oynayacağım. Söz veriyorum." dedim ben de gülümserken. Başımı kaldırıp etrafıma baktığımda eve geldiğimizi fark ettim. "Hadi git bakalım. Annen seni merak etmesin."
"Tamam gidiyorum." dedikten sonra utanarak gülümsedi ve ekledi. "Görüşürüz Mavi abla."
"Görüşürüz ablacığım." deyip el salladım ve eve girmesini bekledim. Sonra da bahçe kapısını açıp bahçeden içeriye doğru bir adım attım. Yürümeye devam edecekken aklıma gelenle arkama döndüm. Deniz'in içinde olduğu araba, evimizin tam karşısındaki çöp kutularının yanında duruyordu. Pek dikkat çekmemek için elimi hafifçe kaldırdım ve ona da el salladım. Karşılık olarak Deniz, camı indirip göz kırptı ve yoluna devam etti. Gitmeden önce korna çalmayı da unutmadı. Kendi kendime gülerek başımı iki yana salladım ve eve doğru ilerlemeye başladım. Kapıya ulaştığımda zile bastım ve birinin açmasını bekledim. Herkes evde olmalıydı bu saatte. Biraz geç geldiğim için babamın kızmamasını umut ederek ayakkabılarımın bağcıklarını çözmeye koyuldum.
![](https://img.wattpad.com/cover/220620339-288-k643785.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAVİ DENİZ
Novela JuvenilÇok fazla yakınlaşmıştık, burunlarımız birbirine değmek üzereydi. Deniz yavaş yavaş bana yaklaşınca ben de gözlerimi yumup ona yaklaşmaya başladım. Dudaklarımız birbirine değerken Deniz'in aniden dirseğimdeki elini çekmesiyle kendimi boşlukta gibi...