Hayırlı ramazanlar okurcanlarım!Bu bölüm hakkındaki düşünceleri çokça merak ediyorum. Yorumlarınızı esirgememeniz dileğiyle...
Huzurlu okumalar.
____________
"Hazalcım!"
Gün doğmuştu! Hemde uzun bir süreden sonra, en güzel haliyle...
Üzerime yüklenen ağırlıkla göz kapaklarımı araladım. Boran'ın çıplak bedenine yaslanmış bir bacağımı sıcak bacaklarının üzerine dolamıştım. Gözlerim irileşirken başımı yavaşça nabzının vurduğu boynundan kaldırıp ondan yöne çevirdim. Uyanmıştı!
Bakışlarım deve kuşu edasıyla girecek bir delik ararken üzerinden kalktığım gibi kendi tarafıma geçtim.
Kertenkele gibi yapışmıştım adama!
"Günaydın Taha ağam." Boğazımı temizleyip bize heyecanla bakan küçüğüme yöneldim. Tek ümidim çocuk aklıyla her şeyi unutmasıydı!..
"Günaydını boş ver Hazalcım kalk hadi gidiyoruz!" Yüzümde ki gülümsemeyle zorla ayılttığım bedenimi yatağın başlığına dayadım. Buğulu bakışlarımı yatağın diğer tarafına çevirdiğimde Boran da benim gibi başlığına yaslanmış, birbirine karışmış saçlarını parmakları yardımıyla düzeltiyordu.
"Taha ağam kurban olayım buraya gelin!" Taha hızlıca yatağa çıkıp minik bedenini ne olduğunu anlayamadan aramıza attı. Boran'ın da yüzünde ifadesizlik yavaşça kırılmaya başlamış o da Taha'nın şebekliğine varla yok denecek kadar ufak bir gülümsemeyle bakıyordu.
"Ağam kusura bakmayın tutamadım vallahi!" Berfin sol elini gözlerinin önüne siper etmiş bir şekilde odanın kapısında gözüktü. Bakışlarım üstüme yöneldiğinde çarçabuk kayan yakamı düzeltip dün gece yatağın üzerine bıraktığım sabahlığı giyindim.
"Destur var mıdır gelin ağam? Taha'yı almam lazım?" Sesinde ki tını dokunsan ağlayacak halde olduğunu söylüyordu. Gözlerim Boran'ın çıplak bedenine kaydı. Hızlıca gelişi güzel attığı tişörtü yatağın bir kenarında bulup kucağına attım. Homurdanarak attığım tişörtü bir çırpıda üzerine geçirince rahat bir nefes bıraktığımın ben bile farkına varmamıştım.
"Gel Berfin." İster istemez yerimde rahatsızca kıvrandım. Bize ait mahrem alana bizden başkalarının girmesi hoşlandığım şey değildi.
Sol elini yavaşça gözlerinden alıp pembeleşmeye yüz tutmuş yanaklarıyla yatağa yaklaştı.
"Gelmeyeceğim dedim sana Berfin! Hazalcım sen giydir beni. Berfin'i istemiyorum..."
"Taham annen seni giydirmemi söyledi hadi gel Allah aşkına..." Taha onu kesinlikle umursamayıp bulunduğu yere biraz daha yayıldı.
Utançtan yere bakan Berfin'e döndüm,
"Tamam ben giydiririm, sorun değil." Berfin bunu bekliyormuş gibi hızla başını sallayıp odadan ayrıldı. Kapanan kapıdan bakışlarımı Boran'la aramıza sıvışmış küçük canavara çevirdim.
"Koskoca kızı peşinden koşturdun. Bu biraz ayıp ağam." Küçük omuzlarını silkip Boran'ın parmaklarıyla oynamayı bıraktı.
"Ama ben sen beni giydir istiyorum..." Daha fazla üzülmesine izin vermeden yanağına sıcak bir öpücük kondurdum. Çocuktu sonuçta, kimsenin yargısına açık değildi henüz.
Göz ucuyla Boran'ın yataktan kalkıp arabasına bedenini taşıdığını gördüm. Taha'ya bakıp işaret parmağımı dudağıma örtüp yüzüme konan sinsi gülümsemeyle yataktan kalktığım gibi banyoya koştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HÜKMÜBÂH
Teen FictionBu kitap; olmayan törelerin renklendirilmiş hali değil, Bir yürek yangını, Umut buhranı... Bu bir kırık mavinin buruk kahveye bulanma hikayesi... . Yarım ruhla hayata tutunmaya çalışan bir adamı,ona ruhundan ruh üfleyen bir kadını hayatınıza dahil...