Selam Canlarım...
Ve işte bu son da gelip çattı...
Ağır ve oldukça yüklü duygularla sizi satırlara uğurluyorum.
O zaman;
Son kez,
İyi okumalar OKURCAN'larım...
(Multi'yi dinlemenizi ısrarla tavsiye ederim.)
🌿___❤️___🌿
Sisli bir perdenin ardından bakar gibi etrafımı saran karaltılara baktım. Onlarda arınmaya çalışmak, içinden çıkmak istemek dahi beni yoruyordu.
İçine düştüğüm karanlık, kurtulmamı istemiyordu...
Son bir güçle daha denemeye çalıştığımda ciğerlerime dolan, benim aksime güçlü nefesle göz kapaklarımı araladım. Oradan gözlerime sızıp uzanan gün ışığı mıydı yoksa beyaz duvarlı hastanenin tavanından sarkan led miydi ayırt edemedim...
Kaç gün geçmişti böyleydim ya da şöyle söyleyeyim,
Kaç gündür ben O'nsuzdum...
Aklıma gelenle kısık bir şekilde aralık kalan bakışlarım annelik iç güdüsüyle sonuna dek açıldı. Enseme vuran keskin soluklu acıyı duyumsamamaya gayret edip bakışlarımı aşağı eğmiştim.
İşte...
Buradaydın küçüğüm...
Dolu dolu puslanan gözlerimden birer birer fersiz yaşlar yanağıma süzüldü.
Buradaydı... Beni bırakmamıştı minik fasulyem.
'Teşekkür ederim' diye fısıldadım.
'Benden gitmediğin için, baban kadar çok güzlü bir kız olduğun için sana çok teşekkür ederim kızım...' diye eklemiştim hemen ardından.
Peki sonra?
Gerçekten benden gitmiş miydin Boran?
Sana doya doya 'Emre' isminle seslenemeden, kızımızın saçlarını bir kerecik örmeden gitmiş miydin sahiden?...
Yanaklarımda iri salkımlar halinde leke bırakan yaşları, üzerimde ki yeşil hastane önlüğüne sildim.
Hayır, hayır. Buna inanmıyordum. O beni bırakmazdı!
Boran, can parçam diye seslendiği kızını ve Charlie'sini ardında bir başına koymazdı.
Ellerimi aklımda ki zehir zemberek düşüncelerle kulağıma sıkıca bastırdım.
"Hayır!" diye boğazımı parçalayan tiz çığlığın da yine kendi bedenimden kopup geldiğini ancak sonra fark edebiliyordum.
"Hayır, gitmedin Boran..." Hıçkırıklarımın arasından odamın kapısını açıldığını duyumsadım lakin o yöne bakmadım.
Beni düştüğüm, bu bataklıktan bir o çıkarabilirdi, ben yine bir ona giderdim...
"Gitmedin, buradasın hala." diye fısıldadım bir elimi kulağımdan çekip kalbimin üstüne sıkıca bastırırken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HÜKMÜBÂH
Fiksi RemajaBu kitap; olmayan törelerin renklendirilmiş hali değil, Bir yürek yangını, Umut buhranı... Bu bir kırık mavinin buruk kahveye bulanma hikayesi... . Yarım ruhla hayata tutunmaya çalışan bir adamı,ona ruhundan ruh üfleyen bir kadını hayatınıza dahil...