| Bölüm 28 /NAZENDE TÜN~

8.4K 347 58
                                    

Selam okurcanlar!

Bölüme geçmeden önce Hükmübah'ın birinci yılına ait düzenlediğim hediye çekilişinden son kere daha haberdar etmek istedim.

Normalde sonlanması gereken çekiliş ülkemizin durumu nedeniyle kargo sıkıntısı yaşamamak adına biraz daha erteledim. Katılan ve katılacak herkese şimdiden teşekkürler. ( Çekilişi 19/03/2019 adlı bölümden ulaşabilirsiniz:) )

O zaman bölüme geçsek mi?

Hadi bakalım;

İyi okumalar...

______________

"Ne mahkemesi diye sordum size!"

İkinci kere telefonda yankı yapan sesi düşüncelerimden beni kurtarması yerine daha da bir dibe batıyordum.

Gözlerimin kararmasıyla mahkeme salonuna açılan kapının bitişiğinde ki sandalyeye oturdum.

Bu da neydi şimdi?!
Ne demekti 'ne duruşması' ?

Avukat Dilek hanım, telefonu hoparlörden alıp yanımdan uzaklaştı.
Gözlerim elime işlemek ister gibi sıkı sıkıya kapalı avucuma kaydı.

Bunun Borandan yapılan bir tür şaka ya da 'ti'ye alış olmasını umuyordum yoksa bir haftadır bitmeyen gecelerimin ve doğmayan günlerimin hesabı, kimsenin üstlenmeyeceği boyuttaydı.

Yanıma gelen görevliden aldığım soğuk suyla dolu şişeyi bir dikişte yarılamıştım.

Neden içimde bitmek bilmeyen bir yangın varmış gibi hissediyordum?

Neden ondan uzaklaşmak adına geldiğim bu mekânda ona bir adım daha yakalanacağımdan haberdar etmiyordu kader beni?

İçimdeki 'neden'le başlayan ama asla sonu gelmeyen soruların önünü bakışlarımı yumarak kestim.

Kirpiklerim de aynı tırnaklarım gibi etime battı, orada oyuk açmak ister gibi tenime işledi.

Buradan bir dönüş noktamız var mıydı Boran?
Ya da bir buluşma çizgimiz var mıydı ki?

İşte bu meçhuldü...

En az bizimle alakalı olan diğer tüm konuların bulanıklığı kadar hemde.

***

Gözlerimin üzerinde hissettiğim tonlarca yüke boyun eğmeyip, kapanmak için direnen göz kapaklarımı araladım.

Eve Dilek Hanım sayesinde güçlükle gelmiş yapılan sakinleştirici iğne sayesinde gün boyu uyutulmuştum.

İki dudağımın arasından fısıltı gibi çıkan nefes döküldü.
Ağrıyan gözlerimi ovmak adına havalanan elim olduğu yerde durakladı.

Korkuyla açılan gözlerimle ürkekçe avuçlarımda ki sargıda dolandırdım parmaklarımı.
Bunu...ben mi yapmıştım?!

En son hatırladığım tırnak izleri derinleşmiş olmalı ki pansuman yapıp sargıya almışlardı. Yapılan sakinleştiriciyi gereksiz görme düşüncemin az önce ellerimin arasında tuzla buz olmasına şahit olmuştum.

Sıkıntılı bir nefesle ciğerlerimi dağlayıp yayvan bir şekilde uzandığım yataktan kalktım.

Gözlerimin anbean kararması her adımımı biraz daha kararsızlaştırırken bir yere tutunma güdüsüyle duvardan destek aldım.

HÜKMÜBÂHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin