| Bölüm 45 /NAMÜTENAHİ DUYGULAR~

6K 282 166
                                    

Namütenahi : Sonsuz, bucaksız

İyi okumalar okurcan ailem...

(Multiyi vakti geldiğinde açıp, okumaya devam edin; Çünkü yazarcan bu şekilde doldurdu satırları...)

_____🌿_____

Elimde kalan çatalı hangi durumun içinde oluşumun bilinçsizliğiyle tabağıma bıraktım.

Osman baba telefonu kapattığından beri sofrada süreduran diyalogları aklımda evirip çeviriyor fakat asla bir nihayete varamıyordum.

Sonunda dayanamayarak Boran'a doğru eğildim,

"Ne oluyor? Arayan kimdi ki?" Aklımda ki karmaşıklığın sadece küçük bir kısmını fısıldamıştım oysa ki.

Boran gülmemek için birbirine bastırdığı dudaklarını kısa süre sonra araladı.

"Bu curcunanın sebebi sensin Charlie." Duraksadım. Vallahi ben bir şey yapmamıştım.

Çatılan kaşlarla yüzünde ki ciddiliği sorguladım.

"Ne demek benim?!" Omzunu sanki anlamamam imkansızmış gibi silkti ve az evvel Osman babanın görüşmesini bitirdikten sonra masanın köşesine koyduğu telefonu gözleriyle işaret etti.

Oraya baktım.

Hala bir şey anlayamamıştım...

"Hafza nene aradı. Bizim evliliğimiz aceleye geldiğinden onu getirtmemiştiler köyden. Yetişemedi düğüne. Bizimkilerin de o zaman yediği hurmalar şimdi bir taraflarını tırmalıyor işte."

Masada ki ekmek kutusundan bir tane alıp, telaş içinde tartışmaya devam eden diğer fertlere bakarak zevkle yedi.

Birkaç ay evvel ağzı olup dili olmayan zavallı kocam; kaostan beslenen serseriye dönüşmüştü...

Dudağımı ısırıp endişeli yüzlere baktım. Ardından tekrardan Boran'a döndüğümde masada Taha'dan sonra rahat rahat yemeğini yiyen tek kişiydi.

Hoş Taha' da 'köye gideceğiz' diye sevinçten yemeği yemeyi bırakmıştı ya.

Önümde ki bardaktan küçük bir yudum alıp başımı masaya yasladığım koluma dayadım.

"Çok kızar mı? Yani Hafza nene?" Aslında Hafza nene denilen kadın hakkında bir tek bilgi sahibiydim ki o da Osman babanın doksan sekiz(!) yaşında ki annesiydi.

Bakışlarım Ahsen anneyi buldu. Zavallı kaynanamın kaynanası hala yaşıyordu demek.

Boran zevkten dört köşe halde sorumu yanıtlamaya tenezzül edebilmişti,

"Bu kadar insanın eteği Hafza hatun sayesinde tutuşuyor. Ama sanırım senin telaşlanmana gerek yok." Gözlerini kısıp çakma halde düşünüyormuş gibi yapıp elinde kalan son ekmek parçasını da dudaklarına yolladı.

"Babaannem beni pek sever. Sende benim hatunumsun, bu yüzden sana karışmaz."

'Hatunumsun' kelimesini tüm cümlesine rağmen ciddiyetle söylemişti.

HÜKMÜBÂHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin