| Bölüm 31 /KUTSANAN KELİMELER~

8.4K 352 95
                                    

Ne güzel yeniden kavuşmak!Satırlara karışmak

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ne güzel yeniden kavuşmak!
Satırlara karışmak...

Yine, yeni, yeniden selam okurcanlarım 🌈

Uzunca bir süre önce düzenlediğim çekiliş an itibariyle sonlandı. Sürekli virüs nedeniyle uzatır haldeydim ama bugün şuan bitti. Bir sonraki bölümde kazananı açıklayacağım.

Vakit Borhaz(Boran/Hazal) vakti!
O zaman..;

İyi okumalar...

_____🌼_____

Bir satır,

Bir paragraf,

Ya da iki-üç kelimeyi barındıran bir cümle...

Yakar mıydı bu kadar derinden insanın yüreğini?..

Derin nefes alıp yanaklarımda izinsiz ikamet eden yaşları sildim.

Ben söyleyeyim;

Çokta güzel paramparça edebilirdi sizi birkaç kelime.

Boran'ın telefonundan sonunda bakışlarımı ayırmıştım. Ama zihnimin bütün satırları o mesajla doluydu.

Yüzümdeki ıslaklığın kuruduğuna şahitlik ettiğim anda Boran, girdiği mavi darabalı dükkandan çıkmış yanıma geliyordu. Söylemeyecektim mesajı okuduğumu.

Gözlerine baktım. Hiçbir sırrını vermek istemezmiş gibi ifadesiz bakıyordu. Hissiz...

"Gidelim." Üstelemeye niyetim yoktu. Gidecektik. Benim de bakışlarım en az onun kadar kırılmıştı şimdi. Arabasının yanına geldiğimizde arka kapı otomatik bir şekilde inerken Boran içine girmişti. Beklemeden yan tarafına oturdum. Bakışlarımı beni soyutlaması adına yan pencereme verdim. Belki dağlanmış hislerin sönmesine meyillenir diye...

"Söylediklerin..." Ben hastaneye kadar ikimizde konuşmayız diye düşünürken araba hareketleneli on dakika olmasının ardından onun sesi kırdı sessizliği.

Sönük bakışlarım sakallı çehresine tırmandı.

"Yenilir yutulur şeyler değildi. O itleri bulacağım," Bana inan, bundan emin ol dermiş gibi bakıyordu ama bu bakışlar kelimelerine sıçramıyordu.

Bulsa ne değişebilirdi ki?

Oradan kurtulamasaydım da adamlar yakalanmış olsaydı ben yine kendimi bir ömür kirli hissetmeyecek miydim? Hissedecektim. Hemde fazlasıyla...

Bunu dillendirme görevini üstlenmeyip sadece başımı sallayarak onu onayladım.

"Bana daha önce söylemeliydin Hazal!" Kaldıramıyormuş gibi, yaralı bir hayvanın titrek tınısını andırıyordu sesi. Oysa ben daha beter harap olmuştum o anlarda.

HÜKMÜBÂHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin