| Bölüm 42 /SON CAN CEFASI~

5.9K 300 117
                                    

Yeni bölüm geldi!

Bu bölümün gecikmede kaldığının farkındayım. Lakin elimden bu kadarı gelebildi. İşlerimin arasından beni çekip alacak en mutlu olduğum uğraş Hükmübâh'ı yazmak tabi ki fakat sizin de bu hikaye hakkında ki düşüncelerinizi merak ediyorum. Bu satıra düşüncelerinizi bırakır mısınız rica etsem?..

Hemen ardından üste bıraktığım multiyi de açıp okumanızı öneririm.

Haydin o zaman,

Bir yıldız tuşuna tıklayıp sizi bölüme alalım...

Güzel okumalar...

Buray- Gül goncalar

__________

Odamızın dört duvarında yankı oluşturan telefon sesiyle uykumun üzerinde ki zifiri karanlık kalkmıştı.

Mırıldanıp yatağın diğer tarafına doğru dönerek bölünen uykumu devam ettirmek istesem de ısrarla devam eden ses izin vermiyordu.

Oflayarak yarı aralık gözlerle alnımı ovalayıp etrafa bakındım. Maksadım bu zil sesini bir an önce sonlandırmak iken Boran benden önce davrandı.

Kolu bedenimin üzerinden uzanıp yatağın yanında ki komodinden telefonunu alarak kimin aradığına dahi bakmadan susturdu.

Huzurla nefes verip başımı yastığa bıraktım.

"Sen susturmasaydın ben yere fırlatacaktım neredeyse." Sesim halen uykunun pürüzlerini taşıyordu.

Gözleri kapalı halde dediğime gülümsedi.

"Fark ettim."

Az önce dört kolla yapışıp, ayrılmak istemediğim uykum şimdi uzaktan el sallıyordu.

Bacaklarımı oynatmadan yüzümü ona çevirerek uzandım.

O da benden tarafa yatıyor oluşundan, bu şekilde uzanmamla nefeslerimiz bir birine karışmıştı.

Hissetmiş gibi varla yok arası tebessüm edip belimden kavradığı koluyla beni kendine yaklaştırmasını beklerken kendi bedenini bacaklarımdan ötürü bana yakınlaştırmıştı.

Etrafımı saran kolların güveniyle beni sarmaladığı bu sıcaklığa daha fazla gömüldüm.

Neden sonra ikimiz de yarım kalan uykumuza dönecekken bulunduğumuz kattaki koridordan sesler yükselmeye başladı.

Boran refleksle başını yastığından kaldırıp kapıya baktı.

Bende onu takip ettiğimde kapı kapalı olduğundan ancak kapının altından yanan loş ışığı görebiliyorduk.

Bedenini yarı uzanır halde yatak başlığına dayayıp büyük avucuyla yüzünü sıvazladı.

"Sikecem ama böyle işi!"

Her ne kadar tasdiklemeyen bakışlar atsam da şuan hiç olmadığı kadar haklıydı.

"Uyanın Hazalcımla dayıcım,

HÜKMÜBÂHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin