| Bölüm 9 /ÖKSÜZ HÜZÜN~

10.2K 472 37
                                    

Geçmiş bayramınız mübarek olsun!
600 okurluk kocaman bir aile olduk... Okuyan, okutan, vote atıp beni mutluluktan dört köşe eden herkese çok ama çook teşekkür ederim ✨🌻
O zaman çok uzatmadan iyi okumalar diliyorum...

Bölüme eklediğim müzik beni ruhen çok dinlendiren ve sevdiğim bir müzik 💜

(Bu bölüm DÜZENLENDİ.)

__________


"Hazal! Hadi yengem ya..."

Uyanmıştım... Her sabaha olduğu gibi ama aynı zamanda hiç olmayan bir sabah kadar kederli...

Güne kulak paralayan zılgıtlarla gözümü açmış aynı velveleyle hazırlanmıştım.

Şimdi mi?
Şimdi ise kendimi zor bela insanların elinden kurtarıp odamda ki küçük banyoya sokmuştum,
Gelinliğimle...

"Tamam, geliyorum!"
Buram buram yenilmişlik kokan kelimelerle banyonun kapısını araladım.

"Hadi Hazal, bir şey oldu sandım!"

"Tamam yenge..."
Derin bir soluk çektim ciğerlerime, ne olabilirdi ki başka?

"Çıkabiliriz..."

Odanın çıkışına doğru adım atmışken yengemin sözleri hüzünlü bir bekleyişe soktu bedenimi,

"Dur Hazal, bekle baban seninle konuşmak istiyor yengem."

Zoraki bir baş sallamasıyla yengem odadan çıktı.
Ardından kapı aralandı önce ayağı sonra babamın heybetli bedeni süzüldü içeriye.
Başımı yerden kaldıramıyordum... Kaldırırsam o gözlerde ne göreceğimi kestiremiyordum çünkü.

Kapının kapanma sesi odayı doldururken yatağa oturmamı işaret etti,

Gelinliğin eteğini toplayıp otururken babam da yatağın diğer tarafına oturdu.

Sessizlikti insana huzur veren ama aynı zamanda sessizlikti insanı kaçacak delik aratan...

"Kızım... Ben.. yapamadım yavrum!"

Hırçın bir hıçkırık dudağımı zorluyordu...

Gözümden bir damla yaş avucuma, kader imzamın üzerine, avuç ayamdaki kınama damlamıştı.
Babamın yüreği pamuk gibiydi... Tıpkı annem gibi tırnağıma zarar gelmesinden çekinir beni tüm belalardan sakınmaya çalışırdı,

Ama nafile... Demek ki onun da bir yerde kalbi yetmiyor gücü kaldırmıyordu ya da kaldırmak isteyip de üstesinden gelemiyordu...

Biliyordum! Babamın Azat ağaya sözü geçmediğini gücü yetmediğini biliyordum

Ne yazık ki...

"Annenin rahminde taşıdığı meleği öğrendiğim ilk gün...
O gün bir söz paraladım geceye;

'Sözüm olsun ki bana verilen emaneti baş üstü edeceğim, baş üstü ettireceğim...'
ama olmuyor kızım. Benim gücüm dedenin önüne geçemiyor...
Onu ve sert kanunlarını engelleyemiyorum yavrum...
Çaresizim çok, lütfen babanı affet güzel yavrum...baban yapamadı, yetemedi size...
Baş üstü edemedim ama Soykanların edeceğinden eminim yavrum. İşte bu yüzden gönlüm rahat."

Sarıldım sımsıkı
sanki sonmuş, sonumuzmuş gibi sığındım kollarına.

Sesim çıkmıyor soluğum akmıyordu genzimden. İçime doldururken babamın şefkat kokusunu son bir söz aldım ondan. Gözümün arkada kalmaması için...

HÜKMÜBÂHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin