| Bölüm 24 /YIPRANAN GEÇMİŞ~

7.6K 333 17
                                    

Bölüm geldiyse o zaman...
İyi okumalar..!

____________

Her yaşın ayrı bir derdi, bir masumluğu vardı.

Onu hep elinde, avuçlarının arasında saklar, ta ki sevdiğin kişiyi buluncaya dek aylarında besler ve gün gelip hayatını onunla buluşturduğun zaman bu iki hazineyi onun göğsünün sol yanına emanet ederdin...

Bense karşımda on sekiz yıllık hayatımı çürüten insanın önüme sunduğu hastalıklı mazeretine inandırılmaya çalışılıyordum.

Göz yaşlarımın serinlettiği yüzüme yapışan saçlarımı kollarımla geriye çekip arkamda duran amcama döndüm.

"Amca... Lütfen. Bu- buna inanmamı sen isteme bari!"

Amcamın göz bebekleri kederle kavrulmuş, kızarık damarları gözlerinin akını kaplamıştı.

Başı önüne inerken nefret dolu bakışlarım yeniden Fırat'a döndü.

Bugün, burada sorduğum hesap tek Boran'a değil, benim söz verdiğim, çocuk Hazalın intikamına da aitti.

İçimde ki gittikçe büyüyen öfkeyi durduramayarak birden elimi belime attığım gibi soğuk demiri avuçlarımın arasında doğrulttum.

Fırat'ın bıkmış bakışlarına bakarak iki elimle zor kavradığım silah elimde eğreti duruyordu.

Amcamın yaralı haykırışı kulaklarıma dolarken benim düşünebildiğim tek şey şuanda elimde ki soğuk metalin tetiğini çekip çekemeyeceğimdi...

# Birkaç saat önce #

"Kal sağlıcakla."

"Hazal hanım!" Evin girişine ilerleyen adımlarım yavaşladı.

Bakışlarım ağırlıkla Hüseyin'e döndü,

Sorgulayan gözlerime bakıp bana birkaç adım attı ve o anda kazağımın üzerinden elime bir eşya tutuşturdu.

Kaşlarım çatıldı. Gözlerim merakla elime kayarken bakışlarım birden buz gibi oldu.

Bu... Bu bir silahtı!

Göz bebeklerim titreyerek yeniden bakışlarımı Hüseyin'e çevirdim.

"Sizde kalsın yenge, herhangi bir durumda güvence de olmanız daha uygun."

Ağzım şaşkınlıkla aralandı.

Bakışlarım henüz tenime temas etmeyen ama kazağımın üzerinden her bir ayrıntısını hissettiğim metalde takılı kaldı.

Hüseyin, tek bir baş işareti yapıp arabasına binmişti.
Başımı kaldırıp hızlıca etrafı tararken kimsenin görmediğini dileyerek elimle buluşturduğum metali siyah pantolonumun bel kısmına sıkıştırdım.

Zamanın ne getireceği belli değildi...

###


Kullanmayacağımı düşündüğüm silah şimdi elimde, soğuk avuçlarımın arasında duruyordu.

"Ne yapıyorsun kızım!" Titreyen ellerimin birini zorlukla kaldırıp amcamın bana yaklaşmasını engelleyebilmiştim.

HÜKMÜBÂHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin