5. BÖLÜM

212 89 6
                                    


Herkese keyifli okumalar!

Beni açıkça tehdit ediyordu. Ona gününü gösterecektim! Yatak odasına girdim ve üstümü değiştirmeden önce Ali'den Devran Sancaktar'ın adresini istemiştim. Ne olduğunu sorsa da ona daha sonra anlatacağımı söylemiştim. Üstümü değiştirdikten sonra hızla kutuyu ve anahtarları alıp, evden çıkmıştım. Aracıma binip Devran Sancaktar'ın evinin yolunu tuttuğumda, düşündüğüm tek şey onunla hesaplaşmaktı. Büyük tripleks bir evin kapısına geldiğimde, bahçede bir sürü koruma vardı. Demir parmaklı kapıyı açmaları için kornaya bassam da kimse oralı olmamıştı. Arabadan indim ve sinirle demir kapının oraya yürüdüm.

"Açın kapıyı polis!" diyerek, kimliğimi gösterdim ve bana en yakın olan adam hızlıca demir kapıyı açtı. Hiç birinin yüzüne bakmadan, adımlarımı evin kapısına doğru yönlendirdim. Kapının önüne geldiğimde, sertçe kapıya vurdum. "Devran Sancaktar, aç kapıyı!" dedim ve tekrar kapıyı yumrukladım. Kısa bir süre sonra kapı açıldı. Emniyetteki gibi değildi. Sakallarını kesmiş ve saçlarını düzene sokmuştu. Gözleri gözlerime değdiğinde onunda en az benim kadar öfkeli olduğunu fark ettim. Çene kasları belirginleşmişti. "Hayırdır komiser?" diye öfkeyle sorduğunda, elimdeki kutuyu sertçe eline verdim ve içeri girdim. Antreden geçtiğimde, kendimi büyük bir salonda buldum. Arkamdan geldiğini adım seslerinden anlayabiliyordum. "Ne bu?" diyerek, elindeki kutuyu gösterdi. 

"Sen daha iyi bilirsin. Bunun hesabını vereceksin! Ben senin sevgilini mecbur kaldığım için öldürdüm. Acını bir yere kadar anlayabilirim ama bu beni tehdit edebileceğin anlamına gelmez! Adalet önünde hesap vereceksin!" dediğimde kaşları şaşkınlıkla havaya kalkmıştı. Salondaki üçlü koltuğun köşesine oturdu ve kutuyu açtı. Açtığında daha da şaşırdı. "Bu kutunun aynısı bana da geldi, bunu sana gönderen ben değilim komiser." dediğinde şaşırma sırası bendeydi. "Beni operasyon gecesi açıkça tehdit ettin, buna inanmamı beklemiyorsun herhalde!"

"Tamam ama bu Lavin'in beni aldattığını öğrenmeden önceydi, şu an bunu yapmak için bir sebebim yok." dedi. Haklıydı. "Hemen geliyorum." diyerek elindeki kutuyu orta sehpaya bırakıp, hızlı adımlarla odadan çıktı. Bu ayrıntıyı nasıl kaçırmıştım? Onu aldatan bir kadın için neden intikam almak istesin ki? Tekrar odaya giriş yaptığında, bana gönderilen kutunun aynısı vardı elinde. Az önce oturduğu yere oturdu. "Gel." dediğinde bende hemen yanına oturdum. Elinde ki kutuyu açtığında içinde solmuş bir lavinia çiçeği ve bir kart vardı. Kartı elime alıp okuduğumda bana gönderilen notun aksine; 

'Hesaplaşacağız Devran Sancaktar. İhanetinin bedelini ödeyeceksin!' yazıyordu. 

Elimdeki notu bırakmadan Devran'a döndüm. "Nasıl?" diye sordum. "Notu gönderen Celal. Senden Lavin'i öldürdüğün için, benden de ifade sırasında onun adını verdiğim için, intikam almak istiyor belli ki." diye açıkladı. "Bunu yaptığına pişman edeceğim, gidip hemen şikayetçi olacağım." diyerek ayaklandım, o sırada kolumdan tuttu. Durdum, önce kolumu tutan eline, sonra yüzüne baktım. O da böyle bir şey yapmayı hesap etmemiş olmalıydı. Yavaşça elini kolumdan çekti. "Bak komiser, yapacağın bu hamle hiçbir işe yaramayacak. Celal çok tehlikeli bir adam ve onunla bu şekilde baş edemezsin." dedi. "Tabi ki şikayetçi olacağım, böylece arama çalışmaları daha da hızlanmış olacak." diye açıkladım. "Sen şikayetçi olunca hiçbir şey olacağı yok! Celal sana bir nefes kadar yakın görmüyor musun! Evinin önünde duracak koruma polisleri, senin can güvenliğini sağlayamaz." dedi. 

Gözlerinde daha önce görmediğim bir şey gördüm. Büyük bir ihtişam vardı, hükmedici görünüyordu. "Öyle mi, sen ne önerirsin?" diye sordum, aksi bir ses tonuyla. "Birlikte hareket edelim?" diye sordu, uzlaşmacı bir tavırla. Ellerini cebine koyup, koltuğun başına oturdu. Bir cevap beklediği barizdi. Göğsümde kollarımı birbirine bağlayıp, alayla kaşlarımı kaldırdım. "Birlikte hareket edelim?" dedikten sonra bir kahkaha patlattım, sonra yüzüm ciddi bir hal aldı. 

KATLİAM GECESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin