11.

160 8 10
                                    


Ne olursan ol pişman olma. Ne pişnmanlığın nede gidenin telefisi olmadığı yalan bir dünya...

İdil den...

Pişmanlık,gerçekten çok kötü birşeydi. Hani birşeyler yaşıyoruz daha kötüsü olmaz diyoruz ya işte o anda daha beter birşey oluyor. Öncekine şükür ediyoruz.2 gün olmuş ve o hala uyanmamıştı. Boran' a birşey olursa kendimi asla affetmeyektim. Gözlerimi bir an olsun odasının kapısından ayırmıyordum. Her ne kadar benimde birtakım rahatsılığım olsada yaşadığım vicdan azabı daha büyüktü. Bu sadece bir vicdan azabı mıydı? Bu neydi? İçimde karma karışık duygular beynim allak bullak. Herkes bu koridorda o kapıdan çıkacak olan iyi haberi bekliyordu. Boran yapmazdı Boran kolayca pes etmezdi. Gözlerimin önünde aniden beliren  yüz bankta otururken gördüğüm adam ın yüzü oldu. Adı sanırım Mirza idi.

-İdil.

-Mirza.

-Nasılsın İdil geçmiş olsun kaza mı yaptın?

-E..evet de sen nerden biliyorsun.

-A şey benim burda bir arkadaşım yatıyor da ziyaretine gelirken seni gördüm. Yüzündeki yaralarda bunu gösteriyor. İyi misin İdil?

-İyiyim Mirza sağol.

-Nasıl oldu bu?

-Delikanlı senden önce bunu bizim kızımıza sormamız lazım. Evet İdil senin Boran'ın arabasında işin neydi.

Derin bir nefes aldım ve saatler öncesinde düşündüğüm yalanımı sıraladım.

-Şöyle oldu babacım,ben arkadaşlarım ile buluşmaya gidecektim,o sırda Boran'ı gördüm. Aynı yola gidiyorduk. Yolumun üstü diyerek beni bırakmak istedi sonrada dengesini kaybedince kaza yaptı.

Babam anladığını belirtircesine başını sallayıp yanımdaki koltuğa oturdu.

-Tamam kızım sen iyi ol da gerisi mühim değil.

Başımı babamın göğsüne koydum. Güven kokulu babam benim.

-Sen İdil'in arkadaşı mısın oğlum?

Annem de gelip yanımıza oturdu. Aileme şu an daha fazla muhtaçtım. Onlarda beni sarıp koruyorlardı.

-Evet efendim arkadaşıyım. Adım Mirza pisikoloğum.

-Sen Mirza Hatip  misin oğlum.

-Evet efendim.

-Tanıyor musun onu anne?

-Evet kızım. Bir arkadaşımın kızı tavsiye etmişti Mirza beyi. Hani seni göndermek istedigim pisikolok.

Ne kadarda tesadütfü. Babam ve Mirza sohbet ederken annem saçlarımı okşuyordu. O sırada Boran'ın odasından çıkan doktor Murat amcaların yanına gitti. Tabi bizde peşinden.

-Gözünüz yadın hastamız uyandı ve gayet iyi.

Herkes çok sevindi. Tabi kimse benim kadar değil. Hayatımı karartan bu adamın hayatı için bu kadar çok sevineceğimi asla tahmin etmezdim. Herkes sevinip birbirleriyle kucaklaşıyordu. Onu görmeye Murat amaca ve Asaf gitmişlerdi. Asaf bu zaman zarfında benden tarafa bile bakmamıştı. Kızgındı bana. Bu benim için olmasada onun için iyi birşeydi. En azından kendine bir hayat kuracaktı.   Mehtap teyze anneme sarılmış ağlıyordu. Bu süre zarfında oda çok üzülmüştü. Şimdi ise yaşadığı o gerginlikle ağlıyordu.

Akşama dek herkes tek tek görmüştü Boran'ı ben hariç. En son gitmek istemiştim. Odasına varacağım sırada Asaf geldi yanıma.

-Doğru söyle onunla aranda birşey mi var. Ondan mı ayrıldın benden?

MAHKUM(Arafta Kalmış Aşklar.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin