15.

135 7 15
                                    


Köşedeki çiçekçi seni sordu bu sabah. Burda yok dedim,selam söyle dedi. Tazeymiş
gülleri, yokluğun gibi..?

Yazar dann...

Başında tarifsiz bir ağrı ile uyandı İdil. Etrafına bir göz attï. Hala dağ evindeydiler. Ay ın işığı içeri sızıyordu. Akşam olmustu. Yataktan yavaşça inip banyoya gitti. Hem başı ağrıyor hemde midesi bulanıyordu. Kendine ne olduğunu bilmiyordu. Ama midesi çok kötüydü. Derken kusmaya başlası. Midesi biraz olsun rahatlarken eline yüzüne soğuk su çarpıp kenine gelmeye çalıştı. Neden bu kadar çok uyuduğuna oda anlam veremiyordu. Üstüne başına biraz çeki düzen verip aşağı indi.

Boran takım elbisesini çıkarıp diğer kıyafetleri giymiş makarna yapıyordu. Elleri titriyor İdil'in birşeyi  anlamaması için içinden bildiği tüm duaları okuyordu.

-Kolay gelsin.

İdil'in uykulu sesi gelince Boran ona doğru döndü.

-U...uyandın mı?

-Evet. Ne çok uyumuşum. Hiçbirşey hatırlamıyorum ne ara uyudum ben?

-Bilmem....bende aşağı gelince seni aknepede uyor gördüm. Sonra yukarı taşıdım.

-Hangi ara uykuya daldım hiç hatırlamıyorum. Sabah kahvaltıdan sonrasï benim için yaşanmamış gibi.

-Uyudun ya ondandır.

-Galiba. Hem başımda çatlıyor.

-Gel otur yemek hazır olmak üzere önce yemek yersin sonrada bir ağrı kesici içersin.

-Çok iyi olur.

İdil sandalyelerden birine oturup Boran'ı izledi. Çok teridgindi Boran.

-Bugün gidecektik sözde benim yüzümden islerinden oldun.

-Yok olur mu işim yoktu zaten.

Boran makarnaları servis edince ikisde yemeye başladı. İdil hala sersem gibiydi. Boran ise pişmanlık içerisinde. Kendine kızıyordu. İdil'e dokunduğu için. İdil serhoştu peki ya o....kendini affetmeyecekti. Kendini tutup İdil e karşı çıkmalıydï. Ama sevdiği kadın ona kendi gidince kendini durduramamaıştı Boran.

Tek dileği İdi'in hiçbirşeyi hatırlamaması ve üzülmemesiydi. Düsündükleri ile yüreğine koca bir ağırlık bir sıkıntı çökünce bahceye çıkmaya karar verdi.

-Sana afiyet olsun.

-Daha birşey yemedin ki nereye?

-Bahceye çık biraz hava alıcam. Zaten sen uyurken de yedim ben.

-Peki.

Boran bahçeye çıkıp sigara içmeye başladı. Neden herşey böyle kötü oluyordu. Mutlu olabilirdi. İdil ile güzel bir hayat kurup mutlu olabiliridi. Ama olmuyordu. Kader ağını öyle bir örmüştü ki bozması imkansızdı.

İdil yemeğini yiyip sofrayı topladı. Bulaşıkları da makineye dizdikten sonra iki kahve yapıp kupalara doldurdu. Sacına başına çeki düzen verdi. Derin bir nefes aldı ve bahceye çıktı.

-Oturabilir miyim?

Boran hemen İdil'in elindeki kupaları aldı.

-Tabi.

İdil de oturduktan sonra kupalardan birini ona verdi.

-Eline sağlık.

-Afiyet olsun. Seninde makarnan çok güzel olmuştu.

-Beğnemene sevdinim.

-Koca bir tabak yedim. Biraz daha senin yanında kalırsam göbek yapacam.

MAHKUM(Arafta Kalmış Aşklar.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin