14

134 6 41
                                    


@Smyrne adlı okuyucuma ithafendir.

Mutluluğa bir mektup yazdım, bize ne zaman geleceksin diye... Cevapı çok net oldu,geldimde gören yok diye...

Yazar dann...

İdil sabah Boran dan önce uyanmıştı. Kendisini Boran'ın kollarında uyurken bulunca pekte şaşırmamıştı. Zaten şikayetçide değildi. O da kendisine ne olduğunu bilmiyordu. Boran'a olan öfkesi bir anda yok olmuştu. Beterin beteri misali galiba.

Önce elini yüzünü yıkadı banyoda. Sonra Boran ın tarağıyla saçlarını taradı biraz sorlansada  sonrada mutfağa geçti. Güzel bir kahvaltı hazırlamıştı. Boran yarım saat sonra kalktığında İdil'i kollarında göremeyince çok korkmuştu. Ama mutfaktan gelen bardak kırılma sesi ile rahat bir nefes verdi. Hemen mutfağa koştu. İdil birşeyi kırdıysa kendini keser korkusuyla.

Mutfağa gittiğinde İdil'i yere eğilmis kırık cam parçalarını toplarken gördü.

-Dikkat et bir yerini keseceksin!

Aslında gayet dikkatli olan İdil Boran'ın aniden konuşması ile paniklemiş ve avucunu kırık cam parçalarına yaslamıştı buda avucuna birçok camın batmasına neden olmustu.

-Ahh.

Onun ağzından dökülen acı dolu inleme ile Boran hemen yanına koştu. Aslında Boran'ın canı daha fazla yanmıştı.

-İyi misin? Özür dilerim İdil çok özür dilerim benim yüzümden oldu.

-Sakin ol Boran iyiyim ben.

Beş dakika sonra Boran sevdiceğinin canını acıtmadan elindeki tüm camları temilzeyip avucunu sarmıştı. Önce mutfaktaki cam parçalarını toplamış ardından kahvaltı hazırlamıştı. İdil'in çayını doldururken İdil kendini daha fazla kasamadı ve bastı kahkahayı. Boran bıkkınca bir nefes verip yerine oturdu.

-Hani gülmeyecektin.

İdil hakhakahasını durduramıyordu.

-İdil kızıyorum ama.

-N.. Ne yapayım. Ç..çok komik olmusun.

-Alla hala İdil hanım öyle mi. Çok mu komik.

Boran'ın ellerini koca karılar gibi yanlarına koyması ile İdil daha bir güllmeye başladı. Boran da daha fazla dayanamayıp ona eşlik etmişti. İdil menemen yapacaktı sözde kahvaltı için,ama eli keslinince iş Boran'a kalmıstı. Yanlız burda kıyafetleri yoktu. İki çift vardı biri İdil'in digeride kendi üstündeydi. Oda mutfakta ne ara aldığını dahi bilediği penbe dantelli önlüğü bulunca takmıstı. İdil ise buna gülmemek için fazlasıyla direnmiş ama başarılı olamamıstı.

Sinirli cüsseli koca Boran o penbe önlüğün içindeyken fazlasıyla komik görünmüştü gözüne. Eğlenceli bol kahkahalı bir sabah olmuştu ikisi içinde. Boran ilk defa nefes alıyormus gibi hissediyordu. Nefes,almak,yaşamak,mutluluk bu dedi. Son saatleriydi bunuda biliyordu canı yanıyor olsa bile bunun bilincindeydi. İdil kahvaltıyı toparlarken Boran arka bahcede oturmuştu. O sırada akşamdan beri kapalı olan telefonunu açtı. Defne'den bircok mesaj ve arama vardı. Onu es geçince Mehtap'ın da aradığını gördü. Onuda es geçiyordu ki Mehtap tekrar aradı.

-Ne var?

-Dünden beri nerdesin Boran?

-Sana ne Mehtap sana hesap mı vericem?

-Seni ne kadar çok merka ettiğimi biliyor musun sen!

Sesi ağlamaklı geliyordu.

-Ne diyorsun lan sen! Kimsin sen de beni merka ediyorsun!

MAHKUM(Arafta Kalmış Aşklar.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin