HARRY POTTER VE BÜYÜYEN KARANLIK

CEHENNEM

Harry, karşısındaki Ölüm'e baktı, geleceğe 5 dakika önce gelmişti. İlk işi Ölüm'ü yanına çağırmak olmuştu.

"Benden yine birini getirmemi istemeyeceksin sanırım."

'' Olaylardan haberdar olduğunu biliyorum Ölüm. Bana bu konuda yardım edeceksin, Kader bir oyun oynuyor ve bizde bu oyunu yerle bir edicez. ''

"Kader'i hiç sevmemiştim zaten. Onun karşısında seninle bir olurum. Peki ne yapacaksın. ''

" Yaşam ile hiç konuşma şansın varmı.? ''

"Belki neden olmasın."

'' Albus Dumbledor onun bir erkek kardeşi varmı yokmu, onu öğrenmek istiyorum. Bunu bulabilir misin.? Çünkü o kişi her kimse Kader onu kullanıyor. ''

"O zaman izninizle, ben bir şansımı deneyeyim."

Harry, başıyla Ölüm'ü onayladı. Ölüm gittikten sonra kendisi de Hogwarts'a cisimlendi. Zindanlara bakarak ilerledi, sesleri duyabiliyordu. Birisi biraz fazla kızgındı, diğeri ise biraz fazla sakindi. Kara Zindan'nın önüne geldi, içerdekilere nefretle baktı. Gellert ihtiyar ile aynı kefedeydi onun için, her ikisini de öldürecekti.

'' Bakıyorum da hasret gideriyorsunuz, beni de çağırsaydınız keşke. Birlikte giderirdik, güzel olurdu. Fakat konumuz bu değil, şu sıralar çok sinirliyim ve sinirimi bir grup müriti öldürerek çıkaramadım. Bende sizin işe yarayacağınızı düşündüm. Ne de olsa ikinizi de aynı derecede sevmiyorum. ''

Dumbledor'un korkulu bakışlarından ve Gellert'ın endişeli bakışlarından şimdiden zevk almaya başlamıştı. Zindanın kapısına yaklaşınca otomatik açılan kapıdan girdi. İki etkili büyücü berbat bir halde karşısında duruyordu.

'' Kara Zindan, ikisinin de güçlerini tamamen al. ''

İşlem biraz uzun süreceğinden kendine bir koltuk yaratıp oturdu. Acı dolu çığlıklardan fazlasıyla zevk alıyordu. Nefeslerinin arada sırada kesilmesi, yapma diye yalvarışları kendisini tatmin ediyordu. Kafasını arkaya yaslayıp gözlerini kapattı ve düşmanlarının acı dolu çığlıklarını dinledi.

****

Harry, asılı olan iki kişiye zevkle baktı. Hogswade'in tam ortasına iki büyücüyüde boğazlarından asmıştı. Etraflarına da en etkili, geçilmesi imkansız koruma büyülerini yapmıştı. Bakalım şimdi ne olacaktı.

'' Keyfiniz yerindedir umarım, bu konfor için 1 dakikamı harcadım. Bir şey söyleyeyimmi buradan çok güzel gözüküyorsunuz. ''

"Harry bizi indir buradan, bak her ne istiyorsan veririm."

'' Yazık, Gellert'ı da düşünüyor. Gözlerim yaşardı, duygularıma vurmamalısın ihtiyar. Hem benim senden isteyeceğim bir şey yok ama kardeşinden olabilir. Bir kardeşin varmı.? ''

Harry, ihtiyarın yüzünden istediği cevabı almıştı. Ölüm'ü boşu boşuna yormuştu anlaşılan. Zaten kendisi öğrenebilirmiş.

'' Yüz ifadenden anladığıma göre var. O zaman şöyle yapıyoruz, madem kardeşin seni bu kadar seviyor gelsin ve benden alsın o zaman. ''

Harry'nin sonlara doğru değişen yüz ifadesinden dolayı meydanda bulunan herkes geriye kaçtı. O kadar kötüydü ki yüzüne bakmaya cesaret edemiyorlardı.

"Kardeşim sana ne yaptı bilmiyorum ama izin verirsen düzeltirim."

'' Ne yaptı, seni salıyım da onunla iş birl... ''

Harry, Ölüm'ü görünce lafını yarıda kesti.

'' Ne yaptın.? ''

"Senin öğrendiğinden daha fazlasını öğrendim. Aberford'un yerini mesela."