Bölüm şarkısı
Model- Ağlamam zaman aldı~Önce ki bölüme göz atmayı unutmayın. Unutmuş olabilirsiniz.
_____________________Melek Sayar
Gözlerim beyaz mermer taşına değerken annemin adını fısıldamadan edemedim. Kalbinin güzelliği adından mı geliyordu bilmiyordum ama o her zaman güzeldi. Annemin en sevdiği beyaz papatyaları mezar taşının kenarına koyarken, gülümsedim. Her geldiğim de papatya getirirdim. O kadar çok olmuşlardı ki her yer beyaz çiçeklerle kaplıydı.
Ne ara evden çıktım ne ara buraya geldim hiç bir fikrim yoktu. Onca mezar arasından anneminkini bulmak zor olmuyordu. Az ilerisinde de Selim abinin mezarı vardı. Ateşin babasının mezarıda buradaydı. Annemi her ziyarete geldiğim de Selim abinin yanına da uğrardım. Adımlarım oraya giderken acı bir gülümseme takındım yüzüme.
Selim Acar
Eskimiş mermer taşından ismi zar zor görünse de fısıldadım, sanki beni duyacak gibi.. Olmayan babam olmuştu benim. Hiç tanımadan sevmiştim onu. Hakkında herşeyi bilirdim. Saatlerce Ateşten dinlemiştim onu. Saatlerce Ateşin acısını, acım bilmiştim. Acı dedikleri şey geçmiyordu, geçmezdi. Sevdiğin biri ölürdü zamanla acısına dayanırdın ama geçmezdi. Hiç bir zamanda geçmeyecekti. Elimde tuttuğum kırmızı gülleri eski getirdiğim güllerin yanına koyarken gülümsedim. Mezarlıkta ağlamam gerekiyordu sanırım ama ben gülümsüyordum. Normal değildi sanırım ama ağlamak içimden gelmiyordu.
Saatler sonunda mezarlıktan çıkabilmiştim. Taksiyi aradığım da beklemeye başladım. Üniversiteye geçince kesinlikle kendime bir araba almalıydım. Sürekli taksilerle uğraşmak zorunda kalıyordum. Beleşçilik tarafım ağır basınca Ateşe dil dökebilirdim. Adam zengindi banane.
Sen zengin değil misin Nil diyen iç sesim hep haklıydı. Öyle büyük bir evde yaşamıyordum. Kendi ihtiyaçlarım dışında gereksiz para harcayan biri değildim. Zaten bütün paramı kitaplara yatırıyordum. Kitap aşığı olarak evimin yarısı kitaplarla doluydu. İnsanlardan daha çok seviyordum onları. Zararsızlardı. Kimseyi üzüp kırmıyorlardı. Okuduğum okul bir kolejdi ama bu benim pek umrumda değildi. Devlet okulu ya da kolej benim için farketmiyordu. Her türlü ders çalışmıyordum sonuçta.
Gelen taksiyle düşüncelerimden sıyrıldım. Yarım saat sonunda dinlediğim şarkı sayesinde yol geçmişti. Taksiden indiğim de deniz kokusunu içime çektim. Nasıl desem tarif edilmezdi sanırım. Denizin kokusu buram buram vücudumu işliyordu. Dalgalar birbiri ardına geliyordu. Sahil kenarında ki defalarca kez geldiğim çay bahçesini görünce gülümsedim. Küçücük bahçesiyle hayalimde ki gibiydi. Adımlarım bahçeye girince yerde dikilmeye hazır çiçekler dikkatimi çekmişti.
Hızlıca içeri girdiğimde de kendi halinde takılan gençler vardı. Burayı keşfedenler bir daha bırakamıyordu. Ortamıyla büyüleyici bir yerdi.
"Ahmet amca?" Gözlerimle bir yandan ararken bir yandan da sesleniyordum .
"Nil kızım." Tatlı mı tatlı gelen sesle arkamı döndüm. Gülümseyerek tonton amcama bakarken, hemen yanına gidip sarıldım.
"Hayırsız kızım benim. Hatırlayabildin mi beni sonunda?" Ahmet amcanın kızmaya çalışıp kızamamasıyla kıkırdadım.
"Ben seni unutur muyum hiç bak geldim işte." Gülerek cevap verdiğim de sonunda oda gülmüştü.
"Hayırsız Ayaz nerede?" Dedim hafif sitem ederek.
"İşim var deyip çıktı hayırsız. Şu bahçede ki çiçekleri dikecekti sözde yine kaçtı beyefendi." Ahmet amca sitemle konuşurken kıkırdamadan edemedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENİ SEVİYORUM
Teen Fiction"Ateş." Diye fısıldadım. "Beni sevmeyi denermisin?" "Yapamam." Dedi. İşte bir kere daha hayallerim yıkıldı. Bir kere daha kalbim kırıldı. Bir kere daha umutlarım tükendi. Çünkü Ateş beni asla sevmeyecekti.