Billie Eilish& Khalid
•Lovely~Önceki bölüme bakmayı unutmayın. Unutmuş olabilirsiniz.
Not:Önceki bölümden devam.
_____________________
Herşey güzel olacak Nil güzel. Kendimi temkin etmem işe yarıyor muydu bilmiyorum ama iyi hissettiriyordu. Bir şeylerin iyi olması lazımdı. Herşey kötü olmamalıydı. Olmayacaktı. Montuma biraz daha sarılırken soğuk tenime işliyordu. Sınıfta açık olan cam sinirlerimi bozarken homurdanmadan edemiyordum. Hasta olduğumu bile bile hangi gereksiz açmıştı bilmiyorum ama sinirlenmem için bir sebepti. Burnum beni delirtmek istercesine akarken ağlamak istiyordum. Hasta olduğum için kendimden nefret ediyordum. Çekilmezdi,çekilmezdim.
En sevdiğim ama asla dinlemediğim Edebiyat dersi de ilgimi çekmiyordu. Bomboş hissediyordum. Hiçbir his barındırmamaya başlamıştım. Son zamanlardaki ruh halim tamamen bomboştu. Yaşadığım şeylerle alay etmeye başlamıştım, sanırım kafayı yeme yolunda ilerliyordum. Yada bana öyle geliyordu. Zil çaldığında sesli bir nefes verdim. İşkence gibi gelen dersten de bıkmıştım. Ben herşeyden bıkıyordum.
Yavaş adımlarla sabahtan beri oturduğum sıradan kalktım. Sınıftan çıktığımda tek hedefim sıcak bir şeyler içip yanan boğazımı yumuşatmaktı. Montuma biraz daha sarıldığımda şapkasını saçlarımdan geçirmiştim. Havanın soğuk olduğuna inancım biraz daha daha artmıştı. Yada sen hasta olduğun için üşüyor olmayasın Nil! Diyen iç sesimi takmamaya karar vermiştim. Her türlü laf sokuyordu sonuçta! Adımlarım kantine doğru geldiğinde olan kalabalığa bir küfür savurdum. Ben üşengeç bir insandım sıra falan bekleyemezdim canım!
Birbirine girmiş sıraya göz devirdiğimde arkalarda olan bir masaya oturdum. Montum beni ısıtmaya yetmezken titrememek için kendimi zor tutuyordum. Ateşin getirdiği vitaminden sonra kendimi biraz daha iyi hissetmiştim. Ama üşümem asla geçmiyordu. Başımı kaldırdığımda bir çift mavi gözü görmeyi beklemiyordum. Ateş diye fısıldadım. Oturduğu masaya göz gezdirdiğimde her zaman takıldığı kişiler olduğunu gördüm. Öyküde mi her zaman takıldığı kişi Nil! Diyen iç sesime birşey diyemedim. Masasında öykü de vardı.
Dolan gözlerime lanet ettiğimde hızlıca oturduğum sandalyeden kalkmıştım. Sınıftan çıktığıma bin pişmandım. Adımlarımı kantinden çıkmak için hızlandırırken bir kaç bedene çarptığımı hissediyor ama asla bakmıyordum. Bomboş hisseden ben artık çıldıracak gibi hissediyordum. Karmakarışıktım. Çözülmez bir buzun içine sıkışıp kalmıştım. Dolan gözlerimi hissediyordum. Ağlamak isteyen mavi gözlerim can çekişiyordu. Ben can çekişiyordum.
Siyah montum beni ısıtmaya yetmezken ne yapacağımı bilmiyordum. Hasta olduğumda yanımda olan bir Annem yoktu. Bir babam yoktu. O yüzden sık hasta olmazdım,olmamalıydım. Bakıcak kimsem olmadığı için hasta olmaktan nefret ederdim. Üşüyordum ve ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Düşüncelerimden sıyrıldığımda kolumdan tutulmamla yüzümü çevirmek zorunda kalmıştım. Bir çift mavi gözleri görmeyi beklemiyordum. Ateş diye fısıldadım.
Kolumu çektiğimde titrememe engel olmaya çalışıyordum. Başımı kaldırdığımda ifadesiz tavrına alışmıştım. Yada alışmaya çalışıyordum. Onu takmadan yürümeye devam ettiğimde arkamdaki adım seslerini hissediyordum. Kalbimle hareket etmeyi bırakmıştım. Kalbim bana oyunlar oynuyordu,kalbim beni kandırıyordu.
Ağlamak istemiyordum.
Ağlamayacaktım.
Ağlayacaktım.Nefesi tenimi yakacak kadar yakınken ondan uzak durmak istiyordum. Beni yerle bir etmesini istemiyordum. Beni bitirmesini istemiyordum. Duygularımla oynamasını istemiyordum. Ben onu istemiyordum. Hayır ben onu istiyordum. Beynim bana oyunlar oynarken ondan nefret ettim. Uzak durmalıydım işte. Beni yanında istemeyen bir adamdan uzak durmalıydım. Bu kadar yüzsüz olamazdım,olmamalıydım. Kaç dakika okul koridorunda yürüdüm bilmiyorum ama nefesini hissedecek kadar yakınken bir o kadar da uzaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENİ SEVİYORUM
Teen Fiction"Ateş." Diye fısıldadım. "Beni sevmeyi denermisin?" "Yapamam." Dedi. İşte bir kere daha hayallerim yıkıldı. Bir kere daha kalbim kırıldı. Bir kere daha umutlarım tükendi. Çünkü Ateş beni asla sevmeyecekti.