Çağan Şengül •Gülümse Şarkı Oldun
Medya : Ateş&Nil
___________________
Attığım çığlıkları kimse duymuyordu. Beni kimse duymuyordu. Oturup çocuk gibi sadece ağlamak istiyordum. Yaşayamadığım çocukluğuma ağlamak istiyordum. Olmayan aileme ağlamak istiyordum. Ben delicesine ağlamak istiyordum. Elimdeki su bardağını masanın üstüne koyarken elimdeki titremelere engel olamıyordum. Elimi yumruk yaptığımda tırnaklarımın etime battığını hissediyordum. Canım yanıyor anne. Gördüğüm kabuslar yüzünden çıldıracak gibi hissediyordum. Kızın iyi değil anne. Psikolojim iyi değildi onu da biliyordum ama kabullenmek istemiyordum. Kendimi iyiye inandırmaya çalışıyordum. Kızın kendini kandırıyor anne. Uzun saçlarımı bileğimdeki tokayla bağladığımda ellerimdeki titremeye engel olmak istiyordum.
Makyaj masamın önünde durduğumda aynadan pekte hoş görünmüyordum. Mavi gözlerim eskisi gibi parlamıyordu. Tenim çok soğuk duruyordu. Saçlarım eski güzelliğinde değildi. Dudaklarım ise hiç gülmeyecekmişim gibi solgundu. Göz altlarımı düşünmek bile istemiyordum. Hiçbir şey güzel olmayacak Nil.
Yarım saat içinde kahvaltı edip ilaçlarımı içtiğimde eskisinden daha iyiydim. En azından burnum akmıyordu! Üzerime bol bir kazak geçirdiğimde üşümemi engelliyordu. Saçlarımı günler sonunda özenle taradığımda bir nebze iyi hissettirmişti. Bugün cumartesiydi o yüzden biraz olsun kendime vakit ayırmak istiyordum. Sınavların çoğu bitmişti ve bu beni rahatlatıyordu. Üniversite sınavının yaklaşması pek umrumda olmasada önemliydi. Neyime güvendiğim hakkında bir fikrim yoktu ama bir şekilde kazanacağıma inanıyordum. Eve biraz çeki düzen verdiğimde günler sonunda ilk defa bir şeyler yapmaya başlamıştım. 1 haftadır okul dışında yataktan çıkmadığım için bunalmıştım. Tamam bütün gün uyumak benlik bir şeydi ama bu kadar da değildi!
Üzerime siyah şişme montumu giydiğimde üşümüyordum. Siyah topuklu botlarımıda giydiğim de hazırdım. Sırt çantamı tek omzuma taktığımda binadan çıkmam bir kaç saniye sürmüştü. Montumun şapkasını saçlarımdan geçirdiğimde bir kaç tutam yüzüme doğru gelmişti. Nereye gittiğini bilmeden adımlarımı yönlendirdiğimde kendi kendime mırıldandığım şarkımla mutluydum. En azından şimdilik.
Dakikalar sonunda geldiğim yere baktığımda şaşırmamıştım. Dudaklarımı istemsizce ısırdığımda neden buraya geldiğimi bile bilmiyordum. Sorgulamak istemiyordum, yapmayacaktım. Bugün hissettiklerimi yapacaktım,öyle olacaktı. Ateşin evine gelmen gibi mi Nil! Diyen iç sesim beni şaşırtmıyordu. Bir kavgaya girsem iç sesimi kullanmak istiyordum. Çenesiyle yenemeyeceği insan yoktu! Tereddütle adımlarımı hızlandırdığımda siteye giriş yapmıştım. Bir yandan çantamdan anahtar ararken adımlarımı hızlandırmaya çalışıyordum. Ateş evde miydi bilmiyorum ama gelmiştim bir kere evde olmak zorundaydı!
Bir kaç dakika sonunda merdivenleri bitirdiğimde kapının önünde duruyordum. Dakikalar sonunda çantamdan bulduğum anahtarla gülümsedim. Bu anahtarı her ne kadar Ateşten zorla alsamda onun evinin anahtarının bende olması mutlu ediyordu. Küçük şeylerle mutlu olmayı öğreniyordum sanırım.
Kapıyı saniyeler içinde açtığımda ses yapmamaya özen gösteriyordum. Botlarımı bir kenara çıkardığımda, çıkardığım sesle dudaklarımı ısırdım. Sabahın erken saatlerinde buraya gelmem ne kadar mantıklıydı bilmiyorum ama bu aralar mantıklı düşünebildiğim söylenemezdi. Montumun şapkasını saçlarımdan çıkardığımda sıcakladığımı hissetmiştim. Gözlerim fazlasıyla etrafta gezinirken homurdandım. Bu adam neden bu kadar düzenliydiki sanki! Yavaş adımlarla oturma odasına geçerken masanın üstündeki boş sigara paketleri dikkatimi çekmişti. Sigara içiyor dedim mırıldanarak. Hayır dedim, çok fazla içiyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENİ SEVİYORUM
Teen Fiction"Ateş." Diye fısıldadım. "Beni sevmeyi denermisin?" "Yapamam." Dedi. İşte bir kere daha hayallerim yıkıldı. Bir kere daha kalbim kırıldı. Bir kere daha umutlarım tükendi. Çünkü Ateş beni asla sevmeyecekti.