5.BÖLÜM

2.4K 158 38
                                    


Vote💜

(Yoongi)

Kucağıma öylece bayılan acemi asistana bakakaldım.

" Ya~ acemi asistan, kendine gel? Hey duyuyor musun?"

Cansız gibi kolları yana sarkmış başı arkaya düşmüştü.

Bacaklarının altından kollarımı geçirip kucağıma aldığım gibi odada dinlenmek için yerleştirilmiş ranzalardan birine bıraktım.

Hemşire çağırdım, koşarak geldiğinde sordum.

" Doktor Taehyung'u acilen çağırabilir misin?"

" Doktor Bey az önce ameliyata girdi."

" Tamam, sen bana serum hazırla bir de pansuman için malzeme getir."

" Tamam Doktor Bey."

Hemşire çıktığında iki elimi belime dayayıp bıkkınca mırıldandım.

" Başıma iş açtın yine acemi asistan! Ama önce bu halinin nedenini merak ediyorum yoksa sürekli dibimde biteceksin. "

Hemşire gelene kadar tansiyonunu ölçtüm. Hemşire malzemeleri bıraktığında önce bileğini sardım. Beyaz tenin aşırı büyük olmamasına rağmen oldukça yer kaplayan yanık izi vardı aslında uzaktan doğum lekesine benziyordu.

Önceki geceyi anımsadım durduk yere uyurken gülümsemeye sonrasında da ağlamaya başlamıştı.

" O gün ve az öncekiler birbiriyle alakalı mıydı acemi asistan? "

Sol koluna serumu takıp yanındaki boşluğa oturdum. Sol gözünden ufak bie yaş süzüldü. Rüyasında ağlıyordu her de görüyorsa.

Elimin tersiyle süzülen damlayı sildim. Aslında ona bakan herkesin dikkatini çekebilecek biriydi. İşini de canla başla yapıyordu bugün gördüğüm kadarıyla.

Onunla tartışmaya başlamam ilk gördüğümde ki dikkatsiz oluşuydu. Çünkü müdahale konusunda taviz verecek biri değildim, hiç olmamıştım.

Ancak burada çalışmak için geldiğimde öğrendiğim kadarıyla genel cerrah eksikliği vardı o yüzden acemi asistan da yorgunluktan yavaşlamış olmalıydı. Halden anlamak lazımdı herkesin başına gelebilirdi.

Ad takmam, sataşmam sinir etmek içindi çünkü tepkileri oldukça eğlenceliydi. Sadece kendimi eğlendiriyordum.

Esnediğimi anlayınca başımı duvara yaslayıp gözlerimi yumdum. Biraz dinlenmek iyi gelecekti.

~~~

Kapının sertçe açılıp kapanmasıyla yerimde sıçradım.

" A- Yoongi sunbae sizin burda olduğunuzu bilmiyordum. Korkuttuğum için üzgünüm."

" Hayır önemli değil Taehyung ssi. Ben  de seni sormuştum."

Gözleri yatağa kaydığı zaman gözlerine inen perdeyi gördüm. Hüzün, acı, umutsuzluk adına nr denirse...

Psikoloji çözümlemesini bırakıp ayaklanıp kendimi başka bir yatağa attım. Oturarak uyumak aptalcaydı, her yerim tutulmuştu.

" Sunbae teşekkür ederim tekrar."

" Önemli değil, bu arada hyung diyebilirsin. Hoseok'un arkadaşı benim de arkadaşım sayılır."

Dudağının kenarı yukarı doğru biraz kıvrıldı.

" Tamam, hyung."

Arkamı onlara dönüp başımı kolumun üstüne koyup uyumak istedim. Fakat uyuyamıyordum, merak ediyordum ne konuşacaklarını. Kimse rüyasında bile acı çekmeyi hak etmezdi.

" Eun Jae uyan hadi, Eun Jae.."

Sonrasındaysa çaresiz ses odayı doldurdu  " Taehyung-ah.."

" Benim hadi kalk artık."

Bir kaç hışırtı sesi geldi, sonra da mırıldanma.

" Uyuyor"

Ben uyuyorum diye konuşacaklar mıydı? O zaman bu halde kalmalıydım.

Ben ne yapıyordum ya~? Dümdüz adam olan ben sadece tartışırken eğlendiğim kızın neden bu halde olduğunu öğrenmek için rol yapıyordum.

' Yoongi bir an önce kendine gel!'

' Şunu bir öğreniyim'

Harika şimdi de iç sesim devreye girmişti. Hiç benlik hareketler değildi.

" Eun Jae-ya bana ne hissettiğini anlat çaresiz kalıyorum ne yapmam gerektiğini bilmiyorum."

" Senin yapabileceğin bir şey değil hatamın bedelini ödüyorum."

' Ne hatası? '

" Kes şunu artık Eun Jae, senin hatan değildi, her şey kazaydı. Ömrün boyunca kendini mi suçlayacaksın. "

" EVET! Görmüyor musun gerçekleri. Ben olmasaydım sen mutlu olacaktın."

" Eun Jae ben mutluyum, sen benimlesin, tek değilim. "

Güçlü hıçkırık sesiyle karışık ağlamaya başladığını anlayabiliyordum.

" Mesai başlamadan yanlarına gidelim mi? Geçen sefer de gelmemiştin! "

" Beni istemezler, affetmezler ki"

" Eun Jae kendi kendini üzüntüye hapsetme. Sen mutlu olursan onlar daha mutlu olurlar. Gel hadi onlarla konuşursan daha iyi hissedeceksin. "

" T-tamam."

Telefon sesi duyulduğunda işe gelirken hazırlanmak için kurduğum alarm aklıma geldi.

Yeni uyanmış gibi yaparak sanki telefonun yerini bilmiyormuş gibi kolumu oraya burya salladım.

Uyumamış olsam da gözlerimin kapalı durması ışığa duyarlı hale getirdiğinden açmakta zorlandım.

Alarm en sonunda sustuğunda ayaklandım.

" Günaydın hyung."

" Günaydın. Ben gidiyim anca hazırlanrrım. "

Kapıdan çıkıp kendimi lavaboya attım. Boynum çok fena ağrıyordu bir de nöbet vardı olacak iş değil.

~~~

Hemşire Oh ve diğer hemşireler kendi aralarında konuşuyordu ben imzalamam gereken yerleri okurken.

Hoseok yanıma geldiğinde kolunu omzuma attı.

" Ee~ hyung alıştın mı?"

" Sayılır. İsimleri falan da öğrenirsem daha iyi olacak. "

" Bakın yine eli sarılı ve bir yere didip geldiler."

" Acaba neden belli zamanlarda aynısı oluyor? "

" Ne hakkında konuşuyorlar?"

" Taehyung ve Eun Jae, sen biliyor musun? "

" Hayır malesef. Uzun zamandır tanımama rağmen söylemiyor sadece Namjoon biliyor ne olduğunu fakat onun da ağzını bıçak açmaz konu ikisi olunca. "

" Anladım zamanla çıkar kokusu."

" Boşuna bekleme ben yıllardır öğrenemedim. "

Omuz silkmekle yetinip işimin başına döndüm o da başka bir hastanın seslenmesiyle yanından ayrıldı.

Esnemem gelince daha yeni gün başlamışken uyuyabilmek için zaman sayıyordum. Uykusuzluk çok zor..

~~~

Vote💜











Sunbaenim ๛ MYGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin