9

2.5K 219 32
                                    

Genç adam elleri titreyerek mektubunu bitirmeye çalışıyordu. Kızını yeni uyutmuş ve uyanmadan mektubunu bitirmek istiyordu.

Artık burada kalamazdı. Burada geçen her günü ona zehir olmuş ve kalmaya devam ederse de olmaya devam edecekti.

Bu mektubun amcasının eline geçmesi için sadece dua edebilirdi. Sürüde sadece bir kişiye güveniyordu. O yüzden arkadaşı sınır devriyesine gitmeden önce mektubunu bitirmeliydi.

Olan biten her şeyi hızlıca yazmaya çalışırken birçok kelime birbirine giriyordu. Kızı mızmızlanma başlayınca hemen yanına gitti ve kucağına aldı. Henüz altı aylıktı. Konuşamasa da genç adamın ihtiyacı olan gülüşünü yüzünden düşürmüyordu. Gözyaşları gözünü yakıyordu kızına bakarken. Yaşananların hiçbiri onun suçu değildi. Ona kızamazdı...

Yarım kalan son cümlesini de tamamladı. Ağlamamaya çalışsa da başaramadı ve gözyaşı kağıda damladı. Gözyaşı son kelimesinin bozulmasına neden olmuştu. Düzeltecek zamanı yoktu. O esnada kapısı yavaşça tıklandı. Arkadaşı gelmiş olmalıydı. Yinede kağıdı hemen gizledi. Kucağında kızıyla kapıyı açmaya gitti.

"Benim Won Woo." Genç rahatlayarak kapıyı hemen açtı ve arkadaşına baktı.

"Yazdın değil mi? Fazla zamanımız yok."

"Evet yazdım." arkadaşının eline yazdığı mektubu tutuşturdu. Buruşması umurunda bile değildi.

"Tamam merak etme gerisini ben halledeceğim. Dikkat et kendine olur mu?"

"Lütfen acele et. Aynı şeylerin yaşanmasını bir kez daha kaldıramam. Artık bir kızım var." akmaya alışkın olan gözyaşları yeniden gencin yüzünden süzüldü.

"Şşt ağlama artık. Her şey yoluna girecek. Sadece bekle." Won Woo tekrar koridora bakındı ve kimsenin olmadığına emin olduğunda hemen dışarı çıktı. Sürüden atılsa bile arkadaşının mutlu olması için her şeyi yapacaktı..

---------------

Jungkook geçen gece öğrendiği gerçekler yüzünden fazlasıyla yorgun olduğunu söylemiş ve yatmak istemişti. Jin onun için eski odasını açmış ve yerleştirmişti. Tabii eski odası olduğunu söylememişti. Her şey genç adam için fazla gelebilirdi. O yüzden sadece oğlunu yatırmış ve üzerini örtmüştü. Hafızasını yeniden hatırlayana kadar sabırla bekleyecekti.

Jungkook ise tüm gece dönüp durmuştu. Olup bitenleri yeniden yeniden aklında canlandırmış ve gerçekliğini sorgulamıştı. Hatta bir ara kendine tokat atmıştı. Canı yandığı için yaşadıklarının gerçek olduğu kanısına varmıştı. Hava aydınlanırken anca uyuyabildi. Ancak rüyasında kocaman kurtların kendisini kovaladığını gördü. Bu durum sabaha kadar bu şekilde de devam etti.

Pek fazla uyuyamadığı için sabah erkenden kalkmıştı. Uyandıktan sonra biraz yatağında döndü ve tekrar uyuyamayacağını anladığında da yataktan çıkarak pencereye doğru adımladı.

Dışarıda hava fazlasıyla güzel görünüyordu. O yüzden pencereyi açarak biraz dışarı doğru eğildi. İnsanlar dışarıda bir şeyler ile uğraşıyordu. 'Ya da kurtlar mı demeliyim' diye düşündü.

Fazla durmadan geri içeri girdi ve sırt çantasının yanına gitti. Dün telefonuna bakmak aklına gelmemişti. Hemen telefonunu buldu ve şebekesine baktı. Sinyal yoktu. Böyle olacağını tahmin etmişti ancak şansını denemesi gerekiyordu. Hayal kırıklığıyla telefonunu kapattı ve çantasına geri koydu. Üzerinde olan kıyafetleri değiştirmek için valizini karıştırdı. Bir kot ve tişört giydi. Böylesi çok daha rahattı ve de tanıdık. Buna ihtiyacı vardı. Bu kadar bilinmezlik içerisinde kendi gibi hissetmeye ihtiyacı vardı..

Fernweh || YoonkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin