20

2K 178 33
                                    

Lee sürüsünün ayrılmasının ardından iki gün geçmişti. Taehyung ve Jimin de kaleye geri dönmüş ve eskisi gibi birbirleri ile yine konuşmuyorlardı. Jungkook, ikili geldiğinde arkadaşı ile bu konu hakkında konuşmayı denemişti, ancak Jimin bir şey olmadığı konusunda oldukça kararlı davranmıştı. Tabii Jungkook buna inanmamıştı. O yüzden şansını bir daha denemeye karar vermişti.

"Burada ne yapıyorsun tek başına?" Jimin duyduğu ses ile birden irkilmişti. Odasında fazla bunaldığı için kalenin yakınında olan göle gelmişti. Amcası kızıyla ilgilenirken kendi düşünceleriyle boğuşmakla uğraşıyordu. Herkesten kaçmaya çalışsa bile kendinden kaçamıyordu. Kalabalık olan çevresi değildi esasen, düşünceleriydi.

"Sadece düşünüyorum." Jungkook dalgınca cevap veren arkadaşına baktı tekrardan. Kesinlikle bir sorunu vardı.

"Ne düşündüğünü merak ediyorum doğrusu? Seni bu kadar yoran ne Jimin?" Jimin'in gözleri yanına oturan genci buldu. Ona güvenebilirdi değil mi? Oda tıpkı kendisi gibiydi. Bazı şeyler farklı olsa bile oda tutsaktı hayatında.

"Yaşamı düşünüyorum. Zorluklarını, yoruculuğunu ve sonunda ne yapacağımı. Tabii birde Taehyung var." Jungkook son kelimeleri zor duymuştu. Ağzının içinde söylediği şeyler belli ki en çok canını sıkanlardı.

"Yaşam hayli yorucu olabiliyor. Yani bana bir baksana, bilmediğim bir dünyanın içinde hayatta kalmaya çalışıyorum." Jungkook gülümsedi. Söyledikleri komik olsa bile gerçekti.

"Seni seviyorlar. Herkes değer veriyor sana."

"Jimin onlar beni değil, Yong Sun'u seviyorlar. Her neyse bu konu hakkında konuşmak istemiyorum. Tae hyungdan bahsediyorduk." Jimin konunun aniden değişmesine şaşırmış ne diyeceğini bilememişti.

"O adam beni altüst ediyor, gelip biranda her şeyi kırıp gidiyor gibi sanki. Çatlak, manyak ve asabi manyağın teki işte. Bende bu konu hakkında konuşmak istemiyorum." Jimin derin nefes alarak sessizliğe büründü. Böyle sinirini atınca biraz olsun rahatladığını hissetmişti. Onun yüzüne bunları söyleyemeyeceği için bu şekilde dile getirmek bir nevi terapi gibi olmuştu. Tabii birde gerçeklikten uzaklaşıp konuşmuştu. Hoşlandığını dile getirmek zordu Jimin için. Sanki o gerçeklik yok olup gidecekmiş, sanki o duyguları sadece kendisine saklamalıymış gibi hissetmişti. Jungkook doğrusunu anlasa bile sesini çıkarmadan dinlemiş ve kolunu Jimin'in omzuna koyarak sarılmıştı.

"Doğrusu Tae hyungun böyle biri olduğunu hiç düşünmemiştim ancak sen diyorsan vardır bir bildiğin." Jungkook gülmemek için uğraşırken Jimin ile göz göze gelmişlerdi. İkisi de bir süre birbirlerinin yüzüne bakmış, sonrasında dayanamayıp kahkaha atmışlardı. Jimin en son gözünden akan yaşı silerken Jungkook tekrar konuştu.

"Uzun zamandır bu kadar gülmemiştim doğrusu. Ah bak sana ne diyeceğim. Sürüde her yıl düzenlenen bir festival oluyormuş duydun mu?" Jungkook heyecanla sorduğu soruya olumsuz yanıt alınca anlatmaya devam etti.

"Bu sürüye yeni geldin bilmemen normal, ben de Hoseok hyungdan öğrendim gerçi. Eh şöyle oluyormuş; Her yıl bu dönemde büyük av partileri düzenlenir ve şenlikler yapılırmış. Danslar, eğlenceler ve eşleşmeler. Bu eşleşme olayı siz kurtlar içinmiş yani bekar omegalar, betalar ve alfalar için bilmiyorum öyle bir şeylerden bahsetti işte." Jimin de duydukları ile heyecanlanmıştı. Eğlence kelimesini duymak bile kan akışını hızlandırmıştı. Tabii birde dans.

"Mühürlü olmayan omegalar festival ile kendilerine uygun birini bulur. Yani festivalin amacı bu değil ancak gençler kendilerine pay çıkarmışlar." Jimin gülerek tekrar önüne döndü. Bazı sürülerde sadece eş bulmak için böyle etkinliklerin düzenlendiğini duymuştu. Tabii Min sürüsü olayı daha büyük tutmuş ve herkese eğlence yaratmıştı. Bu Jimin ve Jungkook'un daha fazla işine gelmişti.

Fernweh || YoonkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin