24

1.7K 178 40
                                    

Festival hiçte beklenilen gibi geçmemiş adeta herkesin kabusu hâline gelmişti. Şuan için en büyük kabus ise Min Sürüsü Liderinin bütün kaleyi savaş haline getirmesiydi. Askerler ne yapacağını bilemez bir halde liderlerinin önünde bekliyorlardı. Korku herkesin yakasına yapışmıştı.

"Daha ne kadar bir yerleri yıkacaksın Yoongi. Sakin olmadığın sürece hiçbir şey yapamayız." Hoseok mantıklı konuşsa da ne Yoongi ne de diğerleri onu dinliyordu. Aksine bütün okları kendine çeviriyordu.

"Bana sakin olmam gerektiğini mi söylüyorsun Hoseok? Sence bu durumda nasıl sakin kalabilirim?" Yoongi devirdiği çalışma masasının etrafından dolanmış ve arkadaşının yanına gelmişti. Gözlerinden okunan çaresizlik ve korku Hoseok'un susmasına neden oldu.

"Yong Sun ortaya çıkana kadar ben sakin falan olamam Hoseok. Bir kez daha ellerimden kayıp gitmesini izleyemem. Anlıyor musun beni? Bir kez daha olmaz." Hoseok kafasını sallayarak karşılık verdi. Onu anlıyor ve hak veriyordu. Elinden bir şey gelmemesi Hoseok'u asıl üzen şeydi.

İçeri giren askerler ile ikiside kafasını kaldırmış bakmıştı. Yoongi hemen yanlarına giderek hızlıca konuşmaya başladı.

"Her yere baktınız mı? Bulabildiniz mi onları? CEVAP VER!" Bağırmasıyla önünde bekleyen iki beta kafalarını kaldırarak liderlerinin gözlerine baktılar. Tüm bu sorulara verebilecek cevapları yoktu ve gözleri her şeyi anlatıyordu. Bulamamışlardı.

Yoongi'nin betanın omzunda olan eli aşağı doğru kaymış ve yenilmişlik hissiyle omuzları çökmüştü. Onu bugün geldiğinden beri ilk kez iliklerine kadar hissetmişti ve şimdi de yokluğunu bir o kadar hissediyordu.

"Yoongi bir haber var mı?" İçeri giren Namjoon ve Jin merak dolu gözlerle alfaya bakıyorlardı. En çokta ailesine karşı yenilmiş hissediyordu kendini Yoongi. Konuşmak istemediği için sadece hayır anlamında kafasını sallayabilmişti.

Odada daha fazla duramadığı için kendini dışarı attı. Nefes alamıyordu. Artık o olmadan nefes dahi alamıyordu. Elini sıkışan kalbine doğru götürdü ve sıktı. Hayır hemen pes edemezdi. Nefesi kabul ettiği kişiyi kimse koparamazdı ondan.

Bunu yapanları bulacak ve kendi ellerinden olacaktı ölümleri. Dile dökmediği yeminini yerine getirmek için can atıyordu içinde bekleyen kurdu. O yüzden tekrar içeri geçerek Meru Na'yı aramaya başladı. Biraz kan dökmenin vakti gelmişti.

°°°

Taehyung boş sokaklarda hala bir koku almanın ümidiyle geziniyordu. Herkes kaleye geri döndüğünde Jimin ve Jungkook'un olmayışı ilk başta kimsenin gözüne gelmese de ilerleyen saatlerde herkesin meraklanmasına neden olmuştu. Sonradan her yere bakılmış ancak ikisinden de bir haber alınamamıştı.

Festivalde yaşanan olaylardan sonra Jimin'in kendi başına kalmak için bir yerlere gittiğini düşünebilirdi, ancak evde onu bekleyen bir kızı  vardı. Bu kadar geç kalması ona göre bir davranış değildi. Alfayı endişelendiren neden de bu olmuştu.

Askerler ile birlikte çıktığı aramada eli boş dönmüştü. Fakat komutanın geri dönmeye niyeti kesinlikle yoktu. Bu yüzden her evi tekrar geziyor ve bir umut aramaya devam ediyordu.

Omeganın kokusunu ilk başta sürü sınırının orada almıştı. Koku fazlasıyla zayıf olmasına rağmen hala duruyordu. Bir süre kokunun peşinden gitse de sonradan koku dağılmış ve takip etmesini imkansız hale getirmişti. Sonra tekrardan köye gelmiş ve aramaya burada devam etmişti.

Taehyung çaresizlikle etrafta gezinirken son anda burnuna dolan koku ile kalakaldı. Yüzü gülümseme ile aydınlanan alfanın içi anlık olarak rahatladı. Onu bulana kadar tam anlamıyla rahat olamayacaktı.

Fernweh || YoonkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin