Her insanın sabrı öğreniş şekli farklıydı hayatta. Kimi varlıkla, kimi yoklukla öğreniyordu. Kimi ailesiyle, sevdasıyla, vatanıyla ; kimi malıyla, canıyla, sağlığıyla imtihanını veriyordu. Lakin hepsinde ortak olan bir şey vardı: acı. Bu acı kişiyi isyana sürüklemezse Cennetle ödüllendiriliyordu. Şikayet edilmeyip teslimiyet gösterilirse Rabb tarafından nimetlendiriliyordu insan.
Kiminin imtihanı öyle ağırdı ki.. Ama yüreği de öyle sağlamdı ki!
💐
"Koş koş!" deyip gülerek Eymen Mahir'e baktı Nidal. Bir yandan da eliyle çabuk olup gelmesini işaret ediyordu.
"Geldim!" diyerek telaşla kızın yanına koştu, arasına uygun bir mesafe bırakıp biraz ötesinde dikildi ve gülümsedi genç adam. Geri sayımın bitmiş olduğunu düşünerek "Bu kez olmuş olsun lütfen." dedi ve kameraya doğru yürüdü, Nidal de hemen peşinden yürüyordu.
Eymen Mahir kamerayı koydukları yerden alıp son çekilen fotoğrafı açtı, yakınlaştırdı. "Sonunda!" diye derin bir nefes verdiğinde yanından kameraya bakmaya çalışan kız da gülümsüyordu.
"Bakayım."
Kamerayı kızın ellerine verip onun da fotoğrafa bakmasına izin verdi. "Çok güzel bu fotoğraf." diye hayranlıkla gözlerini açtı Nidal. "Ben de istiyorum bunların bende olmasını."
Eymen Mahir kamerayı geri alıp çantasına yerleştirdi, boynuna astı. "Ben hallederim o kısmını da."
"Çok teşekkür ederim Eymen Mahir." dedi suratındaki tebessüm eşliğinde Nidal. Aksa'yı ziyaret etmiş olmak içini öylesine bir coşkuyla doldurmuştu ki çocuklar gibiydi buraya adım attığından beri. Namaz kılmışlardı, imamın sohbetini dinlemişlerdi, dua etmişlerdi, çocuklarla oynamışlardı ve fotoğraf çekilmişlerdi.
"On dakika daha şurada oturup doya doya etrafa bakalım, havasını soluyalım. Sonra da gideriz yavaş yavaş. Olur mu?"
"Olur." dedi Nidal ve Eymen Mahir'in adımlarını takip etti. Çimlerin üzerine oturup dedikleri gibi etrafı seyredurmuşlardı. Bu güzel atmosfere doymaya çalışıyorlardı.
Biraz ötelerinde bir adamın ve etrafında çember oluşturup oturmuş bir düzine kadar çocuğun da çimlere oturmuş sohbet ettiklerini gördü Nidal. Az sonra adamın sesi net bir şekilde onlara da ulaşır olmuştu. Bakışları etrafta, kulakları adamın yüreğe işleyen sesinde, oturdular on beş dakika.
" Sabır; 'Rabbin için sabret' (Müddessir Suresi, 7) ayetinden de anlaşılacağı gibi yalnızca Allah rızası içindir çocuklar. İnsan ancak Allah'a olan imanı ve yakınlığı oranında sabır gösterebilir. Karşılaştığı olumsuz olaylarda gösterdiği güzel ahlak süreklidir.
'İyilikle kötülük eşit olmaz. Sen, en güzel olan bir tarzda (kötülüğü) uzaklaştır; o zaman, (görürsün ki) seninle onun arasında düşmanlık bulunan kimse, sanki sıcak bir dost(un) oluvermiştir. Buna da, sabredenlerden başkası kavuşturulamaz. Ve buna, büyük bir pay sahibi olanlardan başkası da kavuşturulamaz. ' (Fussilet Suresi, 34-35) Ayetten de anlaşıldığı gibi 'sürekli' olan güzel ahlakı sabredenlerden başkası gösteremez. Müminler her zaman en güzel davranışı ve en güzel ahlakı gösterme konusunda kararlıdırlar ve en ufak bir gevşeme göstermeden bu ibadeti yerine getirmeye devam ederler. Başlarına ne kadar büyük felaketler gelirse gelsin onlar için fark etmez.
"Ey iman edenler, sabredin ve sabırda yarışın... " (Al-i İmran Suresi, 200) ayetinde de buyrulduğu üzere hayırlarda yarışır gibi, sabırda da yarışmak bir mümin özelliğidir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON DÜŞÜŞ
Teen FictionSavaşın ve aşkın gerçekte ne anlama geldiğini en iyi onlar biliyordu. Bütün engellere, yıkımlara, kayıplara ve ayrılıklara rağmen direnmeyi seçtiler. En güçsüz anlarında birbirlerine tutundular. Ölüm ve diriliş onların hayatında el eleydi. Ve bir m...