Bir adam en çok bir yaradır. Çırpınıştır içten içe, hangisinin elinden tutacağını bilmediği duyguların içinde. Bir adam bazen bir devrimdir, bir insana yahut tüm insanlığa. Ve o adam gün gelir, vuslat olur; dünyanın tüm hasretlerine isyan edercesine.
💐
Nidal mutfakta, halasının karşısında, üzerinde sade fakat hoş bir elbise ile dikiliyordu.
''Çok yakıştı. Eymen Mahir kumaşı güzel seçmiş, aferin ona. Halan da güzel dikti tabi!'' deyip süzdü yeğenini Ayşa hanım.
Nidal hafifçe tebessüm etti. O da çok beğenmişti bu kumaşı ve elbiseyi. İçinde kıpır kıpır eden bir taraf vardı, çok heyecanlıydı. Ama bir yanı da buruktu, sancılıydı. Her iki duyguyu da aynı anda yaşarken dengesinin bozulduğunu hissediyordu.
''Hala, bir yandan çok mutluyum ama içim hiç rahat değil. Mervan, Emced'i almak niyetine gitti; yürüyüş esnasında polislere fişek ve taş attığı iddiasıyla tutuklandı. Hâlâ da bir haber yok. Mervan, Eymen Mahir'in en yakın dostu. Bu durumda söz yapmak, evlenmek ne kadar doğru, hâlâ emin olamıyorum.''
Süleyman bey de onlar konuşurken mutfağa girmişti. Kızının yüzünü ellerinin arasına alıp alnından öptü ve sarılıp bir kaç gün önce söylediklerini kızına tekrar hatırlattı. ''Kızım, onların istediği de zaten bizim yaşantımıza engel olmak. Ama biz direneceğiz. Bir yanımız yara olsa da hayatımıza devam edeceğiz. Babana inan ki en büyük direniş her şeye rağmen ayakta kalıp yola devam etmektir.''
Nidal, başını salladı ve babasına sardı kollarını sıkıca. Onun gibi güçlü olmayı çok istiyordu ama değildi işte. Hassastı genç kız. Yine de babasının dediklerine kulak verdi, yüreğinin hızla çarpan tarafına tutundu ve gülümsedi.
''Hadi, sen kahveleri hazırla kızım. Eymen Mahir'i daha fazla bekletmeyelim.'' deyip içeriye döndü Süleyman bey. Ayşa hanım da yeğenine ''Bu anların tadını çıkarmaya çalış güzel kızım.'' deyip ayrıldı yanından. İçeriye geçip boş bir yere oturdu ve Eymen Mahir'e ayıcığını gösteren oğluna bakıp gülümsedi.
Enes Hamza çok mutluydu Eymen Mahir ve ablasının evlenecek olmasına. Onun için Mervan abisi ve Eymen Mahir abisi kahramandı, örnekti. Genç adam elinde çiçeklerle kapıyı çaldığında koşarak kapıyı açmış, boynuna atlamıştı hasretlisi oymuş gibi. Herkes de gülmüştü tabi.
Eymen Mahir, Süreyya hanımla gelecekti aslında Nidal'i istemeye fakat yaşlı kadın çok rahatsızlanmış, yataktan kalkmaya halinin oymadığını üzülerek söylemişti oğlu yerine koyduğu Eymen Mahir'e. Genç adam için onun sağlığı daha önemli olduğunda sorun etmemiş, elmecbur tek başına gelmişti. Anne ve babasının hasretini evin önüne gelene dek bir kez daha çekse de, Mervan'ın yanında olmasını istese de uzun zamandır beklediği bu günün güzelliğini söndürmemek için kendini bu duygulardan çabucak uzaklaştırmaya çalışmıştı.
Nidal, kahveyi hazırlarken bir yandan da suratında tebessümle içerideki sesleri dinliyor ve konuşmaları takip ediyordu. Eymen Mahir'in mutlu olduğu anlaşılan sesini duydu ve gülümsedi genç kız.
Onu ne denli sevdiğini hissetti içinde. Eymen Mahir, onun için bir devrimdi. Yüreğine yapılan, kaderine yapılan bir devrim.
''Ayıcığın çok güzelmiş Enes Hamza. Süreyya teyzeden aynısını ben de istedim ama yapmadı.''
''Neden yapmadı?'' diye merakla sordu küçük çocuk.
''Koca adam olmuşum, öyle dedi. Belki ileride çocuğuma yaparmış.''
Nidal'in dudaklarından küçük bir kıkırdama kaçmıştı. Eymen Mahir ise söylediği cümlenin farkına sonradan vararak utanmıştı Süleyman bey ve Ayşa ve hanımın yanında.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON DÜŞÜŞ
Teen FictionSavaşın ve aşkın gerçekte ne anlama geldiğini en iyi onlar biliyordu. Bütün engellere, yıkımlara, kayıplara ve ayrılıklara rağmen direnmeyi seçtiler. En güçsüz anlarında birbirlerine tutundular. Ölüm ve diriliş onların hayatında el eleydi. Ve bir m...