13 - حَرْبٌ - savaş

634 105 65
                                    

Bazı savaşlar adil görünmez. Ama inananlar bilir ki her savaş adil son bulacaktır.


💐

Enes Hamza, bir eliyle annesi Ayşa hanımın diğeriyle de Nidal'in elini tutmuş, Süreyya hanımın evine doğru yürürken heyecanla konuşuyordu. ''...Gezegenler Güneş'in etrafında dönüyormuş ve hepsinin dönüşünü tamamlama zamanı farklıymış çünkü hepsi farklı mesafelerdeymiş. Bazıları Güneş'e daha yakın, bazıları daha uzak. Biz, yani Dünya da üçüncü sıradaymışız. Diğer gezegenleri de çok merak ediyorum. Ama önce Ay'a gideceğim, sonra diğer gezegenlere. Aaa, bir tane gezegenin de halkası varmış, biliyor musun abla? Adı Satürn! Kocamanmış evren, daha bir sürü gezegenler, yıldızlar varmış ama biz daha keşfedememişiz. Ben büyüyünce keşfedeceğim onları abla! Bir tanesinin de adını Filistin koyarım, herkes Filistin'i öğrenir böylece. Hem o zaman herkes öğrendiği için bize yardım ederler, işgalciler artık kimseye zarar veremez, dimi anne?''

Nidal de Ayşe hanım da gülümseyerek baktılar çocuğa. Genç kız eğilip saçlarının üzerinden öptü Enes Hamza'nın. Fakat henüz küçük çocuğa bir şey diyemeden sokağın karşısından telaşlı sesler gelmeye başlamıştı. Hepsinin kaşları çatıldı, adımları hızlandı. Yaklaştıkça bağırışlar duymaya başlamışlardı. 

Süreyya hanım da Kur'an okurken dışarıdan seslerin gelmesi üzerine gözlüklerini çıkardı, Kur'an'ı kapattı ve endişeyle perdeyi açıp baktı. Emced'in annesi Besime hanımın bağırışlarını duyuyordu. Hızla ayağa kalkıp evden çıkarak komşusunun evine doğru gitmeye koyuldu.

Nidal ve Süreyya hanımın endişeli bakışları birbirini bulmuş, Besime hanımın yanına gidip kolundan tutarak durdurmuşlardı ne yapacağını bilemeyen kadını.

''Ne oldu Besime abla? Sakin ol, ne oldu?''

Süreyya hanımı ziyarete gelen Mervan da sokağın halinden bir terslik olduğunu sezerek adımlarını hızlandırdı, koşarak hanımların yanlarına vardı. 

Besime hanımın gözleri yaşlıydı, endişeyle Nidal'e baktı.

''Emced! Emced bisikletle gezerken askerler durdurmuş, alıp götürmüşler yavrumu!''

Mervan kaşlarını çatarken diğer hanımlar şaşkınlık ve korkuyla birbirlerine bakmışlardı. Besime hanım yaşlı gözlerini örtüsünün ucuyla kuruladı. ''Gidiyorum ben, oğlumu alacağım. Emced Hamad'ın annesiyim, oğlumu bırakın diyeceğim. Gerekirse beni alın diyeceğim.''

Mervan, annelerine uzaktan korkulu ve yaşlı gözlerle bakan küçük çocuklara işaret etti. ''Ben gidip bakacağım Besime abla. Bak, senin burada yanında olman gereken iki çocuğun daha var. Onları da korkutma, geç şöyle, dua et ve bekle. Onu almadan gelmeyeceğim, tamam mı? Sakin ol sen.''

Ayşe hanım ve Süreyya hanım, Besime hanımı kollarından tutup ikna ederek evin önüne götürürken Nidal, genç adama endişeyle baktı. ''Dikkatli ol, tamam mı Mervan? Bizi haberdar et.''

Mervan başını sallayıp ''Olur.'' dedikten sonra genç kızın gözlerine bir kaç saniyeliğine takıldı bakışları. Enes Hamza'nın oyun arkadaşlarına destek olmaya çalıştığını gördü ardından. Hızlı ve hırslı adımlarla yanlarından uzaklaşmaya başladı. 

Aradan bir kaç saat geçmiş, Mervan ne haber vermiş ne de geri gelmişti. Hanımlar dillerinde dua, kalplerinde umutla beklerken çocuklar biraz daha sakinleşmiş ve evin önünde oyun oynuyorlardı.

Sokağa telaşlı adımlarla giren Fatıma hanım Süreyya hanımın evinin yolunu tutmuştu fakat onları Besime hanımın evinin önünde oturuyor bulunca yanlarına gitti. ''Selamünaleyküm.'' deyip yanlarına oturdu ve selamını alan kadınların suratlarında yakaladığı ifadelerden bir terslik olduğunu anlayarak kendisini kötü hissetmeye başladı. İlkin ne olduğunu sormasa da Süreyya hanıma gelme nedenini aradan çıkartmak istedi. 

SON DÜŞÜŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin