3 - تبسم - tebessüm

851 109 139
                                    

Bir çocuğun gülümsemesi normaldir. Bir çocuğun ağlaması da öyle. Düşmesi de hatta. Lâkin çocuğun ağlaması, düşmesi, kanaması, yarası çocuğa karanlık eller tarafından giydirilmiş bir elbise ise, tüm bunlar normal olmaktan çıkar. İnsanlığın yüz karası hâline gelir. O an dünya üzerinde nefes alan her bir insanın hatası...

💐

Uyuyan genç adama gitti Nidal'in bakışları son kez, ve ayağa kalkıp Süreyya hanıma baktı. "Ben artık eve gideyim Süreyya teyze, geç oldu. Yarın yine gelir Eymen Mahir'i kontrol ederim."

"Peki kızım. Dikkatli ol giderken."

Mervan ayağa kalkan kıza, ardından saate çevirdi gözlerini. O da ayaklandı hemen peşine. "Ben bırakayım seni. Zaten Eymen'i görmeye gelmiştim ama uyuyor. Hem eve geçerim sonra."

Süreyya hanım bu fikri beğenmişcesine başını salladı. "İyi olur, sen bırak Nidal'i, Mervan. "

İki genç de kadının elini öpüp vedalaştı ve evden çıktılar. Sokakta yan yana sessizce yürümeye başladılar. Sessizliği bozan genç adamdı.

"Nasılsın Nidal?"

İçinin üşüdüğünü hissetti genç kız, ellerini feracesinin ceplerine soktu. "İyiyim çok şükür, bildiğin gibi...Sen nasılsın?"

"Elhamdülillah.." dedi Mervan. Yorgundu, kırgındı ama memnundu, razıydı her şeye. "Hastanede durumlar nasıl?"

"Her zamanki gibi. Eksik bir çok tıbbî malzeme var, yetmiyor bazen. Onları temin etmeye çalışıyoruz. "

"Allah yardımcı olsun inşallah. Yapabileceğim bir şey olursa mutlaka söyle."

Nidal başını sallarken bir yandan da "Teşekkürler Mervan," dedi. "Allah razı olsun." Bakışlarını kaldırıp sokakta yürüyen küçük kıza baktı. Bu sokakta oturduğu için tanıyordu onu, etrafta görüyordu lakin adını bilmiyordu.

Gülümseyerek yürüyen kız çocuğu yaklaşık on yaşlarındaydı. Elinde bir kase şeker taşıyor ve dökmemek için dikkatle kaseye bakıyordu. Elindeki bir kase şeker onun için çok değerliydi çünkü annesi ona sevdiği tatlıdan yapacaktı, hem de uzun zaman sonra!

Kız karşıya geçerken bir arabanın kıza göz göre göre çarpması üzerine gözleri şaşkınlık ve korku ile açıldı Nidal'in. "Mervan!" diye yanındaki adama yere düşen kızı işaret ettiğinde genç adamın da durumu çoktan fark ettiğini gördü.

Küçük kız yere yığıldı, elindeki kase kırılıp şekerler etrafa saçıldı. Dudaklarındaki tebessüm dondu, soldu. Oysa minik kalbinde heyecan yer ediyordu az evvel, çok sevdiği tatlıyı uzun zaman sonra yiyebileceği için. Sonunda malzemelerinin çoğunu tamamlayacak paraları olduğu için.

Mervan, yanlarından geçen arabanın peşine koşmaya başlamıştı hırsla, sanki durdurabilecekmiş gibi. Eline aldığı bir taşı arabaya fırlatırken bir yandan da "Zalim pislik!" diye bağırmıştı istemsizce. Nidal, koşarak kızın yanına gitmiş ve iyi mi diye kontrol ediyordu. Kızın yavaşlaysan kalp atışları onu korkutmuştu.

"Mervan! Araba bul hemen! Hastaneye götürmemiz lazım! Mervan!"

Mervan kaçan arabanın arkasından öfkeyle bakıp koşarak Nidal'in yanına gitti. Bakışları yerde yatan ufacık kıza takıldığında canı yandı. Kardeşini hatırladı, Tarık'ı. Daha kaç fidan kör kurşunlara, acımasızların nefretlerine kurban gidecekti?

SON DÜŞÜŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin