Öncelikle yeni bölüm sanıp umutlananlardan çok özür dilerim. Ama yeni bölüm çok yakında, belki yarın belki yarından da yakın :), gelecek. Yeni bölümden önce açıklığa kavuşturmak istediğim, sizin için küçük benim için büyük birkaç detaydan bahsetmek istedim.
Denizin Yuttuğu Ev'in bundan sonraki kısmı 2017'den devam edecek. Arada yine gerek olduğunda geri dönüşler olacak ama kurgu en başta başladığı yerden devam edecek diyebiliriz. Ben bu kurguyu yazmaya başladığımda takvimler cidden Eylül 2017'yi gösteriyordu, neyse ki kurgumdaki zamanlama karantinadan etkilenmeyecek, huh! Eğer Denizin Yuttuğu Ev gerçek bir kitap olsaydı hem konu bütünlüğü açısından, hem de sayfa sayısı açısından 21. bölüm aslında serinin 2. kitabının ilk bölümü olmuş olurdu :) Halihazırda 366 sayfa okumuş durumdasınız! (Gözlerinize sağlık!) Bu 366 sayfa, word dosyasında 12 punto, times new roman ve 1,5 satır aralığıya yazıldı, yani basmaya kalksak kocaman bir cilt olur! Dolayısıyla ben kurgunun bu 21. bölümden sonrasındaki kısmı kendimce "Denizin Yuttuğu Ev II - Sirenin Şarkısı" olarak adlandırıyorum. Bu "Denizin Yuttuğu II" eğer daha sonraki planlarımı gerçekleştirebilirsem daha önemli olmuş olacak hahah... 2. kitap olarak paylaşmak ve ayırmak istemedim açıkçası, karışıklık olsun istemiyorum.
Onun dışında yeni karakterler dahil olacak kurguya, kimi önemli kimi önemsiz... Bazı karakterlerin daha önemli olduğunu bazılarının da daha silikleştiğini göreceğiz. Bu yeni karakterlerden en çok yer kaplayanı Julia, önceki bölümlerde bir kez adı geçmişti, kendisi Helen'in asistanı... Egemen de çok daha önemli bir karakter olacak bundan sonrasında. Ayrıca bu 7 yıl içinde karakterlerimizin hayatlarında büyük gelişmeler var, önümüzdeki üç bölüm ağır bir şekilde gözlemleyeceğiz. Yeni düşmanlarımız da var... Yani aslında pek de yeni sayılmaz ama bizim yeni öğreneceğimiz diyelim.
20. bölümü çoğu gerçekleri öğrendiğimizi düşünerek kapatmıştık ama acaba öğrendik mi veya daha öğreneceğimiz çok şey mi var... Ben kurgunun bu ikinci kısmınının daha aksiyonlu ve daha tutkulu olduğunu düşünüyorum. Bir de.. eğer bir jenerik müziği olsaydı kurgunun bence Sena Şener - Sendin Düşmanım olurdu, onu da tepeye bıraktım. Sena Şener'in "Bak Bana"sını dinlerken Denizin Yuttuğu Ev minicik bir kurgucuktu, ondan da ilham almıştım. Keşke Helen'in şarkılarını da Sena Şener yazsaydı ama maalesef ben yazmak zorunda kaldım ahahha... O şarkıları çok güzelmiş gibi okuyun, tamam mı canlarım ^^
Galiba söyleyeceklerim bu kadardı, kesin bir şeyler unuttum gibi hissediyorum ama onları da gelecek bölümün başına eklerim :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Denizin Yuttuğu Ev I - II
General FictionKış çok soğuk geçtiğinde, rüzgarlar sert estiğinde deniz kudururdu. Kuduran denizin dalgaları evin duvarlarına vururdu, zarar verirdi. İçimden 'Deniz evi götürecek!' derdim. Daha fazla haklı çıkabilir miydim? Denizin yuttuğu ev işte, bizden geriye k...