09.05.2020Melis'ten:
Sabah kahvaltıdan sonra sofrayı toplarken Şükran teyzeye döndüm.
"Şükran teyze o kadar yaprak getirdim. Bugün sarma yapalım mı?"
"Olur kızım. Madem istiyorsun." Gülümsedim."Hem bizim kız çok sever." Biliyorum.
"Ben gidip Deniz'i çağırayım. Onunla malzeme almaya gidelim."
"Olur. Güzel güzel yaparız." Aslı babasının marangoz dükkanına gittiği için yalnız kalmak istemiyordum. Yapacak bir şeyim de yoktu.
Evden çıkıp üst kata gittim. Kapıyı Deniz'in annesi olduğunu tahmin ettiğim kadın açtı.
"Şey ben Deniz'e bakmıştım."
"Deniz! Kızım çıkaramadım."
"Ben Aslı'nın arkadaşıyım da Denizle de yeni tanıştım. Tanıyamamanız normal." Gülümseyip beni süzdüğünde Deniz geldi.
"Efendim Melis?"
"Şey Şükran teyzeyle sarma yapacağız da benimle markete gelir misin? Alış veriş için. " Annesine anlık bir bakış atıp kafa salladı.
"Olur. Ben hazırlanıp geliyorum."
***
Aslı'dan:
"Bu dükkanı özleyeceğim aklıma gelmezdi."
"Bak bak. Ev işi yapmamak için buraya kaçmalarını ne çabuk unuttun?" Gülüp içeri girdim.
Doğru. Eskiden annemin ev işlerinden kaçmak için babamın yanına gelip dolap yapmasına yardım ederdim. E biz de böyle bir delikanlıyız.
"Kenan amcanlara dolap yapacağız. Yardım edersin." Kafa salladım.
"Ne oldu onun çocuk hastaydı?"
"İlik nakli oldu. İyi yani." Gülümsedim.
Babam dolap kapağını takmak için çağırdığında yanına gidip sağlam bir şekilde tuttum. O monte ederken gözlerimi kıstım. Gelen talaşlar kör etmesin diye.
"Babannen nasıl?"
"İyi. İyi de sana çok kırılmış."
"Niye?" Dedi şarjlıyı dolaptan uzaklaştırırken.
"Niye olacak, hayırsızmışsın." Kıkırdadığımda gözlerini kıstı.
"Eşek oğlu eşek. Bir de gülüyor."
"Vallaha hiç kızma. Kadın haklı. Ben gitmesem bizden kimsenin gideceği yok."
"Bi ara uğramak lazım." Dediğinde kafa salladım.
Deniz'den:
Melis malzemeleri alırken ben de arabayı gittiği yere sürüyordum.
"Ee?" Dediğimde bana baktı. "Aslı'yla nasıl tanıştınız?"
"Şey okuldan." Dedi son heceyi uzatarak.
"Sevgili olduğunuzu biliyorum." Dediğimde biri duydu mu diye etrafa bakıp bana döndü.
"Tamam biliyorsun da milletin içinde söyleme."
"Anlat bakalım."
"Ne anlatayım? Tanıştık işte sahilde."
"Sahilde?"
"Yani...İlk orda gördüm."
"Ne düşündün ilk gördüğünde?"
"Güzel kız dedim. Yalan olmasın. Ama biraz üzgündü." Dediğinde dudağımı yaladım.
"Sonradan nedenini öğrendin mi?"
"Yo. Kurcalamadım."
"Ya önemliyse?"
"Önemliyse anlatır. Yani ona güveniyorum." Dedi salçayı arabaya koyarken. "İlk aşkını da anlattı." Dediğinde gözlerimi büyüttüm."Sahi sen tanıyor musun o kızı?"
"Hangi kızı?" Dedim korkuyla.
"Aslı'nın ilk aşkını. Yani en iyi arkadaşsınız. Tamam aranız bozuldu belki ama bilirsin yani." Dediğinde bakışlarımı kaçırdım.
"O kadar yakın değiliz. Hem ben bilip anlatsam Aslı kızar."
"Neden?"
"Bence onun anlatması gerekiyor." Kafa salladı.
"Doğru aslında. Yalnız kaldığımızda sorarım." İlerlediğinde konuşmaya devam etti. "Ama en çok merak ettiğim şey bu değil."
"Ne?" Dedim tedirgince. Bana döndü.
"Aslı'nın patronla ne alakası var?" Salak, kıza hiçbir şey anlatmamış.
"Sen patronla ilgili ne düşünüyorsun?" Dudak büktü.
"Magandanın teki. Yani koskoca kentte mafyacılık oynayan biri. Hem bir suçlu hakkında ne düşünebilirim?" Anlaşıldı.
"Sen çok girme oralara. Hem alakası olsa anlatır."
"Değil mi? Ben de öyle düşünmüştüm. Şey karam alalım mı?" Dediğinde burukça gülümsedim.
"Alalım."
"Akşama çocuklar da gelir belki. Şükran teyze yorulmasın. Biz alalım abur cubur."
"Valla Aslı alır genelde abur cuburları. Tabi çok dayanmaz Burak ve Kemal'den." Kıkırdayıp cipsleri arabaya attı.
"Kemal ya. Candır o. Ama Burak'ı pek fazla tanımıyorum."
"Tanırsın ya zamanla. İyi çocuktur."
"Ona ne şüphe? Aslı yamuk biriyle arkadaş olmaz." Güldüm.
***
Beraber marketten çıkarken poşetlerin ağırlığıyla arada duruyorduk.
"Ay keşke Aslı'ya bıraksaydık abur cubur işini."
"Ev yakın zaten taşırız ne olacak?" Sokağın başında bize bakan birkaç kişiyi fark ettiğimde durdum. Melis yürümeye devam ediyordu. Benden çok ileride olduğunu fark ettiğimde poşetleri alıp ilerledim. Önünde bir araba gördüğümde gözlerimi büyüttüm. "MELİS DİKKAT ET!" Bana döndüğü an arabadan inenler ağzına bir bez kapattı. Poşetleri bırakıp koştum. Yetiştim de.
"Lan bu eskisi değil mi?" Gözlerimi büyüttüm."Yakalayın lan onu da!" Kaçmaya yeltenmedim. Kaçamazdım da. Arabaya zorla bindirdiklerinde yanımda baygın olan Melis'e baktım.
Yine başlıyoruz.
***
Aslı'dan:
Babamla gülerek eve yürüdüğümüzde hava kararmaya durmuştu. Telefonum çaldığında gülüp açtım.
"Efendim Burak."
"Patron yetiş."
"Yengeleri kaçırdılar."
"Yengeleri?"
"Evet Melisle Deniz'i kaçırmışlar. Çabuk gelmen lazım."
"Hassiktir." Babam bana baktığında elimi koluna koydum. "Baba sen eve git. Annemlere dikkat et." Depoya koştuğumda içimden şansıma küfrettim.
Götümüz yer almayacak amına koyayım.
>>>>
Aksiyon aksiyon. Alın size aksiyon. Shsksks
Bakalım ne bok yiyeceğiz.
![](https://img.wattpad.com/cover/216185025-288-k626412.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gökyüzü
ChickLit(Kaktüs ve Lavinia'nın devam kitabıdır) Kanayan kalpler için mutlaka bir çözüm vardır. Önemli olan yaralarımızı bağlayan bir eş bulabilmekte. Aslı içinde kendine zarar veren bu aşktan kurtulmak için doğduğu, büyüdüğü yeri bırakır, dostlarını bırakır...