24.03.2020
Aslı'dan:
Ağzımdaki o bok tadı ve kafamdaki ağrıyla gözlerimi açtığımda alarmı kapatıp yatakta oturur hale geldim. Mert'e döndüğümde Kemal'le kıçlı başlı yatıyordu. Kıkırdadım. Çok tatlı görünüyorlardı. Ahanda yakıştırdım sizi yandınız. Mert'i dürttüğümde Kemal kalktı.
"Patron?"
"Senin burda ne işin var lan?" Dedim gülümseyerek. Gözlerini kaçırdı.
"Seni özledim. Gelmese miydim?"
"Salak mısın oğlum. Geleceksin tabi de okul var bugün?"
"Ben... ben sizin okula yazılcam." Hoayda. Oğlum ben eski hayatımı bırakacaktım güya... Hayatımı buraya taşıdım.
"Babanın haberi var mı?"
"Yok."
"Sevgi'ye kim bakacak ayrıca?" Etrafa baktı.
"Babamın yeni manitası bakar artık." Dediğinde kaşlarımı çattım.
"Ne?" Derin nefes aldı.
"Babam birkaç aydır farklı davranıyor. Sakal traşı olmaya üşenen adam iki günde bir traş olup duş alıyor. Daha dikkatli giyiniyor, parfüm sıkıyor. Güya bize hissettirmeyecek şekilde yapıyor. Ama ben de Sevgi de neler olduğunub farkındayız. Dokuz yaşındaki kız bile anladıysa düşün..." Kemal'in annesi üç yıl önce meme kanserinden ölmüştü. Babasıysa o kadar kötü bir haldeydi ki... Kendine gelmesine sevinmiştim ama Kemal'e ve Sevgi'ye de üzülmüştüm.
"İyi tarafından bak be oğlum. İki yıldır baban ölü gibiydi. Sizin için her şeyi yaptı. Mutlu olmayı o da hak ediyor."
"Tamam mutlu olsun. Birini sevsin ben okeyim. Üvey anne tantanasını bu yaştan sonra umursamam ama Sevgi babama çok düşkün. O üzülür diye tedirginim."
"Anladım. Ama daha baban sizi tanıştırmadı ayrıca diyelim üvey annen geldi. O cimcimeyi asla o evde koymam. Sen geleceksen o da gelecek." Gülümsedi.
"Anladın mı sana neden patron dediğimi." Gözlerimi kıstım.
"Boş yapma."
"Ay bi uyutmadınız beh." Diyerek kalktı Mert horoz ibiği gibi kalkmış saçıyla. Kemal'le kahkaha attığımızda boş bakışlarını üzerimizde gezdirdi. "Komik bir şey mi var söyleyin ben de güleyim."
"Hadi kalk çakma öğretmen okula geç kalacağız."
"E ben?"
"Sen de düzgün bir şeyler giyin. Misafir öğrenci diye sokarız. Bekçi amcamın arkadaşı zaten."
"Tamam."
Hazır olduğumuzda babannem sandviçleri bize uzattı. Üç kişi motorla gidemeyeceğimizden sandviçleri yiyerek ilerledik.
"Şt. Patron o okulda güzel kızlar var mı?" Dediğinde Mert göz devirdi.
"Var."
"Hı hı hatta biri Aslı'dan hoşlanıyor." Gözlerimi büyüttüm. Ne diyor lan bu Mert?
"Merak etme dün neden sizde kaldım sanıyorsun? Deniz her şeyi anlattı. Ne olursa olsun yanındayım." Omzuma dokunduğunda gülümsedim. "Ee hayırdır yengemiz kim?" Dediğinde Mert'le gülüştüler.
"Vallaha yengeniz değil çünkü kız benden hoşlanmıyormuş."
"Ne? Nasıl yani?"
"Yanlış anlaşılmaymış. Yani kızın benden hoşlandığı falan yok."
"Valla bence bir şeyler var o kızda. Yemek yerken sana nasıl baktığını gördüm."
"Harbi mi nasıl bakıyormuş Meto?" Hevesle anlatacakken benim dalgacı bakışlarımı görünce hıhladı.
"Ay anlatmıyorum be. Baktı işte. Böyle garip baktı." Dediğinde Kemal güldü.
"Dün Aslı'nın kucağındaki kızıl gibi mi?" İkisine baktım.
"Kızıl mı?"
"Evet. Yanıyordu kız üf yani."
"Öyle mi Kemal?" Dedi Mert gözlerini kısıp. "Bence senin en çok dikkatini çeken benim yanımdaki sarışın çocuktu." Dediğinde sırıttım. Ahanda ship.
"Ya ne alaka? Ben o an senin yani- Ne haltsa sana izinsiz dokunuyor sandım. Aman iyi be git de bul sarışınını." Sarışın demişken Melis ne yapmıştı? Dün üzgün gibiydi.
"Nerden bulucam ben acaba bir daha."
"Ay çok bir şey kaybettin-"
"Tamam kes! Başlatmayın kızılınıza da sarışınınıza da."
"Ana şu senin sarışın değil mi?" Mert'in gösterdiği yöne baktığımda birkaç kişilik erkek grubunun Melis'in önünde durduğunu gördüm. O rahatsız mı oluyordu? Kaşlarımı çattım.
"Gitsenize başımdan!"
"A ama bu kadar güzel bir kızı nasıl bırakalım?" Dediğinde iğrençliğinden yüzümü buruşturup yanlarına gittim.
"Hayırdır. Bir sorun mu var Melis?" Dediğimde Melis anında arkamdaki yerini aldı. Laf atan çocuklar gergin bie şekilde dururken en öndeki konuştu.
"Yok s-sadece konuşuyorduk. Değil mi Melis?" Tehtidkar bakışları Melis'i bulduğunda gömleğimin arka etek kısmının çekildiğini hissettim. Çocuğu göğsünden ittim.
"Germesene lan kızı! Kız konuşmak istemiyor ya güzellikle gidin ya da biz seve seve götürelim." Dedim altı kişilik ekibe bakıp. Tamam Mert çok kavga bilmezdi ama Kemal'le nasıl kavgalardan sağ çıkmıştık.
"Gidelim Furkan."
"Tamam." Tıpış tıpış gittiklerinde Mert Melis'e döndü.
"İyi misin?" Melis bakışları bendeyken kafa salladı. Ensemi kaşıyıp bahçeden içeri girdiğimde Mert Melis'le geliyordu. Kemal ise yanımda yürüyordu. Biraz daha yaklaşıp fısıldadı.
"Oha yengemiz bu mu patr-" karnına dirseğimi geçirdim.
"Birincisi burda patron demek yok ikincisi yengen falan değil." Sinirle söylediklerim üzerine kaşlarını kaldırıp teslim olmuşcasına ellerini kaldırdı.
"Tamam sen nasıl istersen."
Sınıfa girdiğimizde Mert'i Derin'in yanına oturtup ben de Derin'in arkasına oturdum Kemal de yanımdaydı. Melis'ten bir süre uzak durmalıydım. Birde kızı sıkıştırıyordum. Dışardaki şerefsizlerden ne farkım kaldı? Derste hocanın Kemal'e soru sorması dışında pek bir şey olmadı. Matematik de zaten normal geçti. Hayat enerjimi kaybetmiştim.
"İyi misin?" Kemal'in sorduğu soru karşısında kafamı çizimimden kaldırmadan salladım.
"Belli çok iyisin bayağı. Ondan kanayan kalpler çiziyorsun." Oflayıp kalemimi bıraktım. "Sarışın sana bakıyor." Dediğinde omuz silktim. Şu okulda bir o kızla uğraşmaktan hoşlanıyordum. O kızda elendi. Alt dudağımı ısırdım. Tenefüste lavaboya gittiğimde Melis de peşimden geldi.
"Bir sorunun mu var?" Ellerimi sabunlarken konuştum.
"Seni ilgilendirmez."
"Kahvaltı yaparken de mutsuzdun. Bilmeden kırdıy-"
"Beni sadece değer verdiklerim kırabilir. Sadece aurası olup da abartılmayacak kişiler kıramaz." Dediğimde gözlerini büyüttü. Yanından geçtiğimde aval aval dikilmeye devam etti. Umursamadan sınıfa girdim.
Kızlardan bıktım. Aşık olduğum kız varken birde hayatıma garip bir şekilde giren kız da canımı sıkıyordu. XXI. Yy.dayız hala duygu alma operasyonu bulunamadı. Sonra da tıp gelişti derler.
~~~~~
Güzel başladı ama asabi bitti. Üzgünüm :)
Film önermeyi unutmayın <3
Bu arada medya Elie ve Dina 😍😍😍
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gökyüzü
ChickLit(Kaktüs ve Lavinia'nın devam kitabıdır) Kanayan kalpler için mutlaka bir çözüm vardır. Önemli olan yaralarımızı bağlayan bir eş bulabilmekte. Aslı içinde kendine zarar veren bu aşktan kurtulmak için doğduğu, büyüdüğü yeri bırakır, dostlarını bırakır...